Küçük Prens kitabı, sevgi, aşk, yaşam hakkında derin anlamlar içermektedir. Bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır Küçük Prens kitabında. Antoine de Saint Exupery’in Küçük Prens romanı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ( MEB ) 100 Temel Eser arasına alınmış bir kitaptır. Küçük bir kitabımızı Küçük Prens`le devam ettireyim dedim. Çok iyi oldu çok da güzel oldu bence :) Sizde de oluyor mu bilmiyorum ama bende şöyle bir şey var. Hiç ortada yokken birden okunacak bir kitap, izlenecek bir film, gidilecek bir yer, konuşulacak birisi vs. sanki onu o an yapmam gerekiyormuş gibi pat diye aklıma düşer. Küçük Prens'in en çok okunduğu diyemeyeceğim fakat birkaç cümlesinin en çok tartışıldığı ülke kuşkusuz Türkiye'dir. Kitabın 20. sayfasında (Can Yayınları'nın basımına göre- Cemal Süreya ve Tomris Uyar'a ait çeviride) 1909'da katıldığı bir kongrede geleneksel kıyafetleri nedeniyle aşağılanan ve dinlenmeyen fakat sonraki yıllarda dediğim dedik bir Türk Işıkkent Okulları Fiyatları 112 bin lira. Oya Akın Yıldız Koleji 40 bin lira. Mavigün Koleji 32 bin lira. Marmara Eğitim Kurumları fiyatı 45 bin lira. Cent Koleji fiyatları 62 bin lira. Başkent Üniversitesi Okulları 61 bin lira. Sajev Küçük Prens Okulları 83 bin lira. Hisar Okulları Fiyatları 107 bin lira. Nun Okulları Hemkaliteli markaları hem de büyük indirimler sırasında küçük prens pardustrade ürünlerinde akıl almaz indirimleri bulacaksınız. En önemli adımı unutmayın: Online alışveriş deneyiminizden en iyi şekilde yararlanmak için ücretsiz gönderim ve ücretsiz iade gibi ek avantajlar sunan ürünler için filtre uygulayın! TA5gU. Fiyat, indirim ve kampanyalardan ilk siz haberdar olmak için lütfen formu ücretsiz doldurun. Okul sizi hemen arasın. KİŞİSEL VERİLERLE İLGİLİ AÇIK RIZA BEYAN FORMU sitesinde Teklif Bilişim Hizmetleri Petrol Dış Ticaret Otomotiv Tic. Ltd. Şti. Bundan böyle metinde “Şirket” olarak anılacaktır. tarafından yayınlanan Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Hakkında Aydınlatma Metni’ni okudum. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gereğince, yine Şirket tarafından yayınlanan ve aracılığı ile sunulan • Tüm otomotiv,kredi, sigorta ve kiralama ürün ve hizmetlerinin sağlanması, satışı, pazarlanması, tanıtımı ve satış sonrası destek hizmetleri süreçlerinin planlanması, takibi ve geliştirilmesi, • Tarafıma avantajlı ve kullanım alışkanlıklarıma uygun ürün ve hizmetlerin sunulabilmesi ve reklam, tanıtım, satış, pazarlama, Müşteri İlişkileri Yönetimi ve müşteri sadakat programları, etkinlik yönetimi, bilgilendirme, promosyon ve kampanya bildirimi, üyelik işlemleri süreçlerinin tasarlanması ve / veya uygulanması, • Dijital ve / veya diğer mecralarda reklam ve / veya tanıtım ve / veya pazarlama aktivitelerinin tasarlanması ve / veya uygulanması, • Kurumsal iletişim faaliyetlerinin, anketlerin, müşteri ilişkileri yönetimi ve müşteri memnuniyeti arama ve süreçlerinin planlanması ve uygulanması, faaliyetlerini içeren yukarıdaki kapsamdaki ürün ve hizmetlerin anılan kapsam ve amaçları doğrultusunda, yine yukarıda sayılan faaliyetlerin kapsamı ile sınırlı kalmak üzere, kişisel verilerimin yasadaki esaslar çerçevesinde toplanmasına, kaydedilmesine, yurtiçinde ve yurtdışında işlenmesine, saklanmasına ve okumuş olduğum Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Hakkında Aydınlatma Metninde geçen haklarım saklı kalmak üzere, otomotiv distribütör şirketleri, ikinci el otomotiv şirketleri, otomotiv kiralama şirketleri, finansman kuruluşları, Google Ireland Limited ve Facebook Ireland Limited ile paylaşılmasına ve bu kuruluşlara aktarılmasına, yurtiçinde ve yurtdışında işlenmesine, e-posta adresime/telefonuma, çağrı merkezleri, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda veri, ses ve görüntü içerikli reklam, promosyon, kampanya ve benzeri ticari elektronik iletilerinin gönderilmesine, bu amaçlar doğrultusunda elektronik ileti dışındaki herhangi bir yöntemle de irtibata geçilmesine özgür irademle İzin Veriyorum. Hemen Fiyat İste Uzunca bir süreden sonra 1,5 aylık bir ziyaret için Türkiye’deyiz. Bu Can’ın ülkemizi üçüncü ziyareti… İlk iki ziyarette çok küçük olduğu için aileyle beraber evde zaman geçirmeyi tercih etmiştik. Bu sefer büyüdüğünden onunla dışarıda yapmak istediğim pek çok şey var. Gezilip-görülecek yerler, yapılacak aktiviteler, yenilecek yemekler… Zamanımızı iyi kullanmak adına kendimize ufak bir liste oluşturduk. İlk fırsatta da listemizde yer alan aktivitelerden birini gerçekleştirdik. Annem, Can ve ben herkesin övgüyle söz ettiği Küçük Prens filmini görmeye gittik. Küçük Prens’in kitabını ilk olarak ortaokulda okumuştum. Belki bazılarınızı hayal kırıklığına uğratacağım ama kitap çok hoşuma gitmemişti. Bununla beraber filmle ilgili çok olumlu yorumlar duyduğum için Küçük Prens’e bir şans daha vermeye karar verdim. Hani bazı kitapların ya da filmlerin bir zamanı vardır. Bugün hoşunuza gitmeyen bir kitaba seneler sonra bayılabilirsiniz. Mesela Balzac’ın Vadideki Zambak’ını ortaokulda okumaya başlamış ve çok sıkılmıştım. Lisede tekrar deneyince hayran kalmış, “Kadın ve erkeğin aşkı daha güzel bir şekilde anlatılamaz!” demiştim. Küçük Prens’in de bu şekilde olabileceğini düşündüm. Ancak orijinal kitaptan farklı olarak günümüz ailelerinin çocuk yetiştirirken yaşadığı bazı açmazları anlatan yan bir hikayeyle genişletilmiş filmini de pek tuttuğumu söyleyemeyeceğim. Ya da şöyle diyelim. Filmin içinde beğendiğim yerler ve hatta çok duygulanarak ağladığım sahneler olmasına rağmen eski fikrimi tamamen değiştirecek bir durum yaşamadım. Orijinal hikaye bir pilotun uçağının Sahra Çölü’ne düşmesiyle başlıyor. Pilot çölde B-612 isimli bir asteroitten gelen Küçük Prens’le karşılaşıyor. Pilot uçağını tamir etmeye çalışırken, 8 gün boyunca değişik konularda sohbet ediyor ve birbirlerine yaşam hikayelerini anlatıyorlar. Pilot, Küçük Prens’e çocukken çizdiği bir resimden ve o resmi gören yetişkinlerin yaptıkları yorumlarla resim yapmak konusunda şevkini kırdığından bahsediyor. Hikayeye göre pilot, boa yılanının yuttuğu bir fili çizmişken, yetişkinler bunu anlayamıyor ve çizimi bir şapkaya benzetiyor. Oldukça ilginç ve insanı içine çeken bir başlangıç değil mi? Gezegenler, yıldızlar, asteroitler ve uzay yolculuğu gibi çocukların ilgisini çekecek kavramlarla başlayan hikayenin devamı -ne yazık ki- yokuş aşağı gidiyor. Küçük Prens’in baobap ağaçları tarafından istila edilen gezegenini, ilgisiz kalınca kuruyup giden gülünü anlatan satırlarda müthiş bir yalnızlık, umutsuzluk ve karamsarlık var. Hele ki Küçük Prens’in ziyaret ettiği gezegenlerde karşılaştığı “herkese emirler yağdıran kral”, “sürekli övgü almak isteyen adam”, “içki şişeleri arasında kaybolmuş sarhoş”, “gözünü para hırsı bürümüş iş adamı”, “kendine verilen emirleri sorgulamadan gerçekleştiren işçi” gibi olumsuz özelliklerle örülmüş karakterler üzerinde düşünülmesi gereken hayat dersleri verse de, karakterlerin temsil ettiği kavramları küçük çocukların değil ancak belli olgunluğa erişmiş bireylerin anlayabileceği gerçeği değişmiyor. Bir noktadan sonra Küçük Prens’in büyülü dünyasıyla bağınız kopuyor, geriye bir an evvel bitmesi içten içe dilediğiniz karamsar bir hikayenin eziyetli sayfalarıyla baş başa kalıyorsunuz. Hikayenin ve içinde hayat bulan karakterlerin yazar Antoine de Saint-Exupéry’in İkinci Dünya Savaşı koşullarındaki sürgün yaşantısının, kötü giden evliliğinin, kısacası mutsuzluklarla dolu erişkin yaşamının bir yansıması olduğu o kadar belli ki… Her ne kadar “hayata herkesin görmediği bir bakış açısıyla bakabilmek”, “yetişkin olsak da çocuk yönümüzü asla kaybetmemek” gibi güzel mesajları olsa da, bir süre sonra diyaloglara yabancılaşıp, yetişkin ruhuna bile ağır gelecek metaforların arasında kayboluyorsunuz. Bu nedenle Küçük Prens’i sadece bir çocuk kitabı olarak nitelendirmek çok yanlış olur. Küçük Prens’in film versiyonu yapılırken orijinal kitapta olmayan “küçük kızın hikayesi”nin ilave edilmesinin sebebi de bu olmalı… İyi bir okula kabul edilip, “mükemmel!” bir yetişkin olması için küçük kızının bütün hayatını dakikası dakikasına programlayan anne figürü son derece itici olsa da günümüz eğitim sisteminin açmazları arasında kaybolan karikatürize anne tiplemesi, bizim jenerasyonun annelerinin kulaklarını şöyle bir çekecek gibi… Annenin yarattığı tansiyon, küçük kızın yaşına uygun meraklarla bezeli naif dünyasıyla dengeleniyor. Yan evde yaşayan yaşlı adamın The Aviator eksantrik kişiliği ve türlü icatlarla dolu evi de biz izleyicileri filme bağlayan çekim noktasını oluşturuyor. Böylece kitabın insanın iliklerine işleyen durağan ve karamsar havasına biraz renk katılıyor ve daha geniş bir izleyici kitlesine hitap ediliyor. Açıkçası film boyunca küçük kıza ait sahnelerin gelmesini iple çektim. 4,5 yaşındaki oğlum Can’ın film hakkındaki yorumları Film Türkçe’yi anlamama yardım etti. Filmde Küçük Prens vardı. Bir de Miss Anya adlı küçük bir kız. Filmde kızın ismi the Little Girl-küçük kız olarak geçiyor. Ama Can, kızı Miss Anya olarak adlandırmayı uygun gördü. Anya yaşlı adama yardım etmeye çalışıyordu. Anya’nın annesi kızgındı. Tablodaki magnetleri sağa geçirmeye çalışıyordu. Annesi kızın takip etmesi için günlük bir çalışma planı yapmıştı. Plandaki işler başarıldıkça tabloda yerlerini işaretlemek için magnetleri kullanıyordu. İnsan sadece kalbiyle açıkça görür. Esas olan gözlerle görünmez. One sees clearly only with the heart. What is essential is invisible to the eyes. Küçük Prens filminde en sevdiğim yönlerden biri animasyon karakterlerinin sevimliliği ve yaratılan dünyanın detayları oldu. Şehir hayatının yoğun temposu, sıkıcı, gri ve köşeli çizgileri içerisinde yaşlı adamın türlü icatlarla dolu rengarenk evi adeta bir vaha gibi. Keza Küçük Prens’in stop motion tekniği kullanılarak hazırlanmış animasyonları da göz okşayıcı. Küçük Prens’in yüzünün yalın çizgilerinde bir çocuğun masumiyeti ve sade dünyası çok güzel yansıtılmış. Mozilla’nın Firefox’unu anımsatan tilkinin renklerine ve küçük kızın çarpık dişleri gibi detaylara bayıldım. “Asıl sorun büyümek değil, büyürken unuttuklarımız…” diyor Saint-Exupéry. Ne kadar doğru ve insanın kalbine dokunan bir mesaj. Keşke kitabın tamamındaki hüzün de bununla sınırlı kalsaydı. Her ne kadar 250 dilde yayımlanarak dünyanın en çok çevrilen 3. kitabı olsa da ve dünya çapında 150 milyona yakın kopya satsa da, Küçük Prens’i hala kendime yakın bulamıyorum. Elbette size kitabını almayın, filmine de gitmeyin demiyorum. Aksine oğlum için yaşına uygun, sadeleştirilmiş bir versiyonunu aldım bile… Küçük Prens kitabı/filmi onları okuyan/ izleyen herkesin yaşamdaki duruşuna göre farklı bir mesaj alacağı, başka bir açıdan göreceği bir klasik. Ya siz Küçük Prens hakkında ne düşünüyorsunuz? See more Önceki yazı Çocuğum Oyunlarda Hep Kazanmak İstiyor Sonraki yazı Gelecek Turizmde ile sürdürülebilir turizmin geleceğini yazacak üç yeni proje belli oldu! Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum. BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

küçük prens okulları hakkında yorumlar