E4pw. "Annen Açar, Baban Sokar" - > Ceket "Kafası Yuvarlak, Beli İnce; Hoşuna Girer Ağzına Girince" - > Kaşık "Yassı Yatar, Uzun Sürter. Arlarında Bir İş Biter" - > Oklava-Hamur "Yazın Yersin Yaşını, Kışın Yersin Başını" - > Soğan "Girerken Sert, Çıkarken yumuşak Olan Şey" - > Çay-Bisküvi "Parlaktır Kel Başı, Gelip Gittikçe Akar Yaşı" - > Dolma Kalem "Soktum doldu, Çektim Soldu" - > Çorap "Ağzına Girer Kıllı Kıllı" - > Diş Fırçası "Oturdum Önüne, Uydurdum Deliğine" - > Anahtar "Kıllıdır Sarkar, Okşayınca Kalkar" - > Kedi Kuyruğu
Bilmeceler ve doğru cevapları SOĞAN Ekleyen CİHAN Benzer bilmeceleri altta görebilirsiniz, bilmecelerin cevaplarını görmek için bilmecenin üzerine tıklayınız, tıkladığınızda cevabı göremiyorsanız baştaki yeşil şekle tıklayın. Sitemizde komik, ilginç, zor ,kolay, yüzlerce bilmeceyi cevaplarıyla bulabilirsiniz. Yemeğimde Yağ, Üstümde Elbise, Tarlada Çiçek pijamayı giyen eşeğe ne denir ? selen kat kat kadayıf bizim hanım cok zayıf zayıflıgına yanmıyom gözünün biri kayıp emıne sezer çok tatlı bal değil çarsıda satılmaz eşya değil tipeez Hep yükselir, asla azalmaz. Bu nedir? Üç kedi, üç fareyi üç dakikada yakalarsa dokuz kedi, dokuz fareyi kaç dakikada yakalar? Cihan Ali hızlı koşar arslan değil saçı var insan değil işteben EVEREST KEŞFEDİLMEDEN ÖNCEKİ EN YÜKSEK DAĞ NERESİYDİ? MERTHH What has two heads, four eyes, six legs and a tail? İki kafası, dört gözü, altı ayağı ve bir kuyruğu olan şey nedir? Fil ağacın arkasına saklanırsa ne olur GÖZDE YILMAZ Çam ağacım oyarlar, İçine nağme koyarlar, Ağlama tintonum ağlama, Kulağımı burarlar. şule çekyata neden çekyat deriz begüm akkaya kara koyun meler gider dağı taşı deler gider ben ceren hangi ceren ? çağatay bir öküz var .bu yiyip içiyor 2. bahçede yatıp uyuyor .bu öküzün sutü kime olur??? nazo Küçücük bir mil taşı, dolaşır dağı taşı? ZEHRA filin derisi neden buruşuktur? ayşem bir uçurumun dibindesiniz yanınızda anne ve babanız aşağı atlayacaksınız hangisini seçerdiniz? abdullah güven Hangi maymunlar ağaca çıkamaz? Adamın Başına Buda Heykeli Düşmüş Ne Demiş? Kerem bir bekçi varmış bekçinin patronu uçakla seyehate çıkacakmış bekçi, rüyasında patronunun seyehate çıkacağı uçağın denize düştüğünü görmüş hemen rüyasını patronuna anlatmış patronu ogün seyehate çıkmamış haberlerde uçağın denize düştüğünü gören patron bekçiye bir miktar para verip onu işten kovmuş neden???? esra göktaş Bir Kukla Bir Kuklaya Ne Demiş komik bilmece 10 tilki 8 kedi 20 tavuk ne yapar konuşursun melodili kargoyla gelmez biraz duygu kat içinde tam olsun tatlı dilli melisu binnngölllllll Sponsorlu Bağlantılar Baldan Tatlı Baltadan Ağır Elde Tutulmaz Mendile Konulmaz Tadına Doyulmaz beril ezgi yılmaz bir çok balığa ne ad verilir irfan bir adam okurken Eylül Aygün Bir adam ve oğlu araba ile kaza yapar. Kazada adam ölür, çocuk hastahaneye kaldırılır. Hastahanede çocuğu tedavi etmekte olan doktor şaşırır ve bu benim oğlum der. Bu nasıl olmaktadır? elif sarı saçakta kar tarlası zordur toplaması 598746321 ben yazarım,o bozar hep o zararlı çıkar aleyna Her zaman artar, hiç azalmaz? Melis bir adam her şeye hayır diyormuş neden? mehmet ali kaya Üç rakamlı bir sayımız var. Bu sayıdan 7 çıkarılırsa sonuç 7'ye, 8 çıkarılırsa sonuç 8'e ve 9 çıkarılırsa sonuç 9'a bölünüyor. Bu sayı kaçtır? O Odanın İçinde, Oda Onun İçinde? Yukarı Çıkar Aşşağı İnmez elif Sitemizde Cevaplarıyla 6634 Bilmece Var. bilmecelerimiz
12 Ağustos 2022 Kategori Anadolu Coğrafyası Kelimeler Anadolu Üzerine En Güzel 25 Şiir 0 Yorum 436 Okuma Anadolu Üzerine En Güzel 25 Şiir Anadolu üzerine yazılan en güzel şiirler ve şairleri hangileridir? Anadolu üzerine şiir yazmış 25 ünlü şairin şiirlerinden sizin için bir seçki yaptık. Anadolu seyahatiniz sırasında size eşlik edecek, Anadolunun sesi olmuş bu şiirler size farklı bir yol hikayesi sunacaktır. 1. ANADOLU SEVGİSİ l Abdurrahim KARAKOÇ Sen bizim dağları bilmezsin gülüm, Hele boz dumanlar çekilsin de gör Her haftası bayram, her günü düğün; Hele yaylalara çıkılsın da gör Bilmezsin ovalar nasıldır bizde; Kağnılar yollarda yoncalar dizde... Saydıklarım damla değil denizde, Hele bir ekinler ekilsin de gör Görmedin sen bizim mavi suları, Karlar eriyince kırar yuları... Köpük olur beyaz, sel olur sarı; Hele taştan taşa dökülsün de gör Sen bizim köyleri görmedin ki hiç.. Yolları toz, çamur, evleri kerpiç O kirli kabukta, o en temiz iç; Hele bir yakından bakılsın da gör Anlamaz bilmezsin sen bizim halkı; Sevgiyi bulasın yakına gel ki.. Kalıplar gerçeği göstermez belki, Gönül perdeleri sökülsün de gör 2. MEMLEKET İSTERİM l Cahit Sıtkı TARANCI Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ne ben farkı olsun Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun. 3. ANADOLU TOPRAĞI l Orhan Seyfi ORHON Senelerce sana hasret taşıyan Bir gönülle kollarına atılsam Bende bir gün kucağında yaşayan Bahtiyarlar arasına katılsam Kadir Mevlam, eğer senden uzakta Bana takdir eylemişse ölümü Rahat etmem bu yabancı toprakta Cennette de avutamam gönlümü En bakımsız, en kuytu bir bucağın Bence 'İrem Bağı' gibi güzeldir Bir yıkılmış evin, harap ocağın Şu heybetli saraylara bedeldir Yalnız senin tatlı esen havanda Kendi milli gururumu sezerim Yalnız senin dağında ya ovanda Başım gökte alnı açık gezerim Bir gün olup kucağına ulaşsam Gözlerimden döksem sevinç yaşını Sancağının gölgesinde dolaşsam Öpsem öpsem toprağını, taşını 4. ILGAZ l Zeki Ömer DEFNE Yıldızlar çamlara değer de geçer, Gün burdan başını eğer de geçer. Sular dizlerini döğer de geçer. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz! ... Başında bir tavus tuğ gibi çamlar, Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar, Karşıdan bir zümrüt çığ gibi çamlar. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz! ... Dalı var; göklere yeşil direktir, Gölü var; dağlara düşmüş yürektir, Yolu var; içinde yitsem gerektir. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!. 5. BİZİM MEMLEKET l Faruk Nafiz ÇAMLIBEL İçinden tanırım ben o elleri, Onlar ki zâhirde vîrân olurlar; Ardıçlı dağları, çamlı belleri Aşanlar şi’rine hayrân olurlar. Dökülür köpüklü sular yarından, Baharlar yaratır kışın karından; İçenler sihirli pınarlarından Şöyle bir silkinir, ceylân olurlar!.. Orada yaşayan erlerin içi Bir tasta yoğurur derdi, sevinci; Onlar ki sapansız, tarlasız çiftçi, Davarsız, kavalsız çoban olurlar. Başıboş, kırlara salar tayını, Elinden düşürmez okla yayını; Ellerde bırakır zafer payını, Memleket yolunda kurban olurlar!.. 6. ANADOLU l Mehmet Emin YURDAKUL Gençliğe Yürüyordum Ağlıyordu ırmaklar; Yürüyordum Düşüyordu yapraklar; Yürüyordum Sararmıştı yaylalar; Yürüyordum Ekilmişti tarlalar. Bir ses duydum, dönüp baktım, bir kadın Gözler dönük, kaşlar çatık, yüz dargın; Derileri çatlak, bağrı kapkara, Sağ elinin nasırında bir yara Başında bir eski püskü peştemal Koltuğunda bir yamalı boş çuval... ........................ -Ne o bacı? - Ot yiyoruz, n'olacak! .. -Tarlan yok mu? - Ne öküz var, ne toprak... Bugüne dek ırgat gibi didindim; Çifte gittim, ekin biçtim, geçindim, Bundan sonra... - Kocan nerde? - Ben dulum; Kocam şehit, bir ninem var, bir oğlum. - Soyun, sopun? - Onlar dahi hep yoksul! Ah Efendi, bize karşı İstanbul Neden böyle bir sert, yalçın taş gibi? Taşraların hayvanlık mı nasibi? .. ........................ Hayır hayır, bu nasibi almak için doğmadın. Onun için doğdun ki sen kadınlığın hakkiyle Ocağının karşısında saadete eresin, Göğsünü kabarttıran anneliğin aşkıyla Evladına südün gibi pak duygular veresin. Sen bir aziz yoldaşsın Senin sesin hayat için dövüşmeğe koşturur; Senin sevgin vatan için fedakârlık öğretir; Senin yüzün insan için bir merhamet duyurur; Senin ile insanoğlu yeryüzünü şenletir. Lakin bizler bu hakları unuttuk; Kadınlığı hayvanlıkla bir tuttuk; Ninen gibi sana dahi hor baktık; Seni dahi garip, yoksul bıraktık! .. Kinler için karaları bağlıyan, Zevkler için zelil sefil ağlıyan. Acı gören, cefa çeken, ezilen, Irzdan başka her şeyini veren sen! Sen şu güzel vatanında cehennemde gibisin; Gözyaşınla ıslattığın kanlı toprak üstünde Sana her yer bir çöl gibi cıvıltısız, çiçeksiz; 'Ekmek' diye ağladığın sağır bir halk önünde Sana herkes bir kurt gibi merhametsiz yüreksiz. Senin her bir ümidin Ayrılıksız, yoksulluksuz bir dünyaya kalmıştır, Oraya ki masum çiftler hıçkırıksız yaşarlar; O melekçe sevgilerle birbirini okşarlar; Ve burada Allah bütün dilekleri yaratır? Ne vakte dek gençliğine hakaret, Bu ayrılık, bu gözyaşı bu ölüm? .. Bu sert demir, bu ağır yük. bu zulüm? Yazık, sana ağlamıyan şiire; Yazık, sana titremiyen vicdana; Yazık, sana uzanmayan ellere; Yazık, seni kurtarmıyan insana! .. Ey vatanın bağrı yanık bucağı. Hani senin bereketli hasadın, Yeşil yurdun, mesut çatın, şen çiftin? Hani senin medeniyyet hayatın, Yolun, köprün, kazman, iğnen, çekicin? Ey Türklüğün otağı! Ne vakte dek bu acıklı sefalet, Bu viranlık, bu inilti, bu kaygu? Ne vakte dek bu uğursuz cehalet. Bu taassup, bu görenek, bu uyku? Yazık, sana ağlamıyan şiire; Yazık, sana titremiyen vicdana, Yazık, sana uzanmayan ellere; Yazık, seni kurtarmayan insana! .. 7. URFA GECELERİ l Halide Nusret ZORLUTUNA Gök toprağa eğilir, yaklaşır, Sarardı onu şefkatli bir anne gibi. Karanlık, Ilık, yıldızlar iri iri. Ve uzakta çöl, ezeli bir sır! Ilık karanlık şarkı söylerdi, Ay ışığı öperdi susamış toprağı. Kemanlar inler... Neyler duâ eder, Ve güzel sesler avuturdu her derdi. Güzeldi bir güzel masal kadar Urfa’da yaz geceleri, Urfa’da saz Geceleri. O gecelere hasretim var, Hasretim var! 8. VASİYET l Nazım HİKMET Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu ırgat Osman yatsın bir yanımda Ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörle türküler geçsin alt başından mezarlığın, seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, tarlalar orta malı, kanallarda su, ne kuraklık, ne candarma korkusu. Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz, toprağın altında yatar upuzun, çürür kara dallar gibi ölüler, toprağın altında sağır, kör, dilsiz. Ama bu türküleri söylemişim ben daha onlar düzülmeden, duymuşum yanık benzin kokusunu traktörlerin resmi bile çizilmeden. Benim sessiz komşulara gelince, şehit Ayşe’yle ırgat Osman Çektiler büyük hasreti sağlıklarında Belki de farkında bile olmadan. Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, -öyle gibi de görünüyor- Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani... 9. YÖRÜK HASRETİ l Ahmet Kudsi TECER Güneyde bir avuç toprağım, Bir evim, kışlağım olaydı, Baharda göçseydi otağım, Toros’ta yaylağım olaydı. Onulmaz içimde bu yara, Şehirler dumandan kara, Çıkaydım dağlara dağlara. Bulutlar çardağım olaydı Pınar obamızın nennisi, Çimen yatakların en iy'si Elimde her gün yenisi, Güneşler bayrağım olaydı. Nolurdu göçseydi otağım, Çukurda olsaydı kışlağım, N’olurdu Toros'ta yaylağım, Güneyde toprağım olaydı. 10. BİR YOLCUYA l Necmettin Halil ONAN Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda, İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed'in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed'in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir. 11. BURSA'DA AKŞAM l ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI Bugün de sonbahardan sürülüp doğdu akşam, Sarın yere indi koyu, serin gölgesi, Uludağ etekleri al ipekten bu akşam Düştü yeşil ovaya kubbelerin gölgesi... Ufuklarda bu akşam ne sis var ne bu Selvilerin içinde bir alev Emir Sultan. İçten dualar gibi geçiyor sanki rüzgâr. Bir İlâhî adaya benzeyen Yıldırım’dan. Ovada ince yollar gölgeleniyor işte, Karşıdan renk içinde solgun ay görünüyor. Güneşin son nûrundan bir damlacık içmiş de, Şu karşıki kulübe bir saray görünüyor... Gözlerime vurunca kubbelerin gölgesi, Öz cenneti gönlümle seyr ettim ben bu akşam; Göklerde ne bir nefes, ne de bir kanat sesi; Uludağ etekleri al ipekten bu akşam!.. 12. ELİF l Ahmet Muhip DIRANAS Elif kara taştan bir köyde yaşıyor, Bir damın sazı, bir ocağın ateşi; Her akşam kanlarla batan bir güneşi Başında ağır bir taç gibi taşıyor. Süt emmiş Elif en eski destanlardan, Masalların altın beşiğinde uyumuş; Elif bir mağarada geçmiş zamanlardan Uğrun uğrun esen ninniyle büyümüş. Ne kadar güzelsin Elif, dağın kızı! Derin ıssızlığın kokusuz çiçeği! Ey, sevincinde bir büyük geleceği Muştulayan içki, bin yılın kımızı! Elbet bir ömre tek sözüdür kaderin Ağrı'nın ak şafağı söken alnında Mutlu kıyıları kayıp cennetlerin, Elif sonsuza gebe kız, tek tanrıça! 13. TOKAT'A DOĞRU l Cahit KÜLEBİ Çamlıbel’den Tokat’a doğru Tozlu yolların aktığı ırmak! Ben seni çoktan unuttum, Sen de unuttun mu, dön geri bak. Atların kuyruğu düğümlü, Bir yandan yağmur yağar, ıslak... Bir yandan hamutlar şak şak eder, Bir yandan tekerler döner, dön geri bak. Orda, derenin içinde İki üç akçakavak. Tekerler döner, başım döner, Kavaklar yeşeriyor dön geri bak. Orda, derenin içinde İki üç çırılçıplak Alçacık damı düşündükçe Gözlerim yaşarıyor, dön geri bak. Irmaklar gibi uzaklaşır Bir türkü kadar uzak Tekerler iki çizgi bırakır, Hamutlar şak şak eder, dön geri bak 14. KARADAYI’YA MEKTUP l Bedri Rahmi EYÜBOĞLU Bursa’nın Orhaneli kazasının Çöreler köyünden Karadayı Acep böyle yazsam zarfın üstüne Postalar iletir mi ona Benim altı yıldır cepte taşınmış Kenarları püskül püskül aşınmış merhabayı Kusura bakma Karadayı Nasılsa bir yerde unutmuşum Senin çoban armağanı nikel tabakayı Ama o ince belli, kınalı çilli su kabakları Hâlâ masamın üstünde durur Sallandıkça çın çın öter çekirdekleri Bunlardan bir tanesini Köy mektebinde öğretmen kardeşime verdim Bütün yaz su kabaklarıyla donandı bahçesi Bir çekirdek verdik bir bahçe doldu Can sağlığı bundan ötesi Ama diyeceğim o değil Karadayı Sene bin dokuz yüz kırk altıydı Aylardan ağustos ayı Senin bende asıl şu sözün kaldı Bana öyle bir öğretmen gönder ki Hem ölü yıkasın Hem teravi kıldırsın Hem eski yazıyı söktürsün Hem yenisini belletsin Bizim köy otuz beş hane Birden fazla hocayı neylesin netsin? 15. KIZILIRMAK KIYILARI l Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Kardaş, senin dediklerin yok, Halay çekilen toprak bu toprak değil. Çık hele Anadolu’ya, Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayrı, O kadar uzak değil. Çamı bitmiş, kavağı azalmış, Gamla örtülü bayırlar, çıplak değil. Yedi ay kıştan sonra, Yeşeren senin yaşamındır, Yaprak değil. Yersin, içersin sofrasından, üç yüz senedir, Kuvvetlisin ama kuvvet hak değil. Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan, Mevsimler soğumuş, sular azalmış, Buğday, Selçuklulardan kalan başak değil. Parça parça yarılmış öküz ardında, Parmağı üç pare, tırnağı ak değil. Utanır elin ayağın, Korkarsın yakından görsen, Eli el değil, ayağı ayak değil. Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar, Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil. Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna, Uyandırmazsan, Uyanacak değil. Dertle, sefaletle yüklü, Siyah leşlerle kararmış, berrak değil. Çağlayan ne, Akan kim, Kızılırmak değil. Kardaş, görmüyorum ama hala duyabiliyorum, Geçmiş zamanlar gelecek zamanlardan parlak değil. Vakte şahadet edercesine yükselmiş, Akşam parıltısından, bütün zaferler üzerine, Dağlar dalgalanmakta, bayrak değil. 16. ANADOLU l Ahmet ARİF Beşikler vermişim Nuh’a Salıncaklar, hamaklar, Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır, Anadoluyum ben, Tanıyor musun? Utanırım, Utanırım fukaralıktan, Ele güne karşı çıplak… Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun? Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun? Nasıl severim bir bilsen. Köroğlu'nu, Karayılanı, Meçhul Askeri... Sonra Pir Sultanı ve Bedrettin'i. Sonra kalem yazmaz, Bir nice sevda... Bir bilsen, Onlar beni nasıl severdi. Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı Minareden, barikattan, Selvi dalından, Ölüme nasıl gülerdi. Bilmeni mutlak isterim, Duyuyor musun? Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Gör, nasıl yeniden yaratılırım, Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası, Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun? 17. KASABA l Oktay RIFAT Oteli var gurbetçiler için Aşçısı acıkanlara Kahvesine gir bir çay söyle Neşeli tarafından Taşköprü’nün başında minibüsler İle ilçeye işler İnce minare şerefesinde leylekler Kadınlar tütünde pamukta Kızlar oğlanlar çapada Ekmek aslanın ağzında Dam var gök var bulut var Bir dul karı iki yetim Boş ver. 18. ERZURUM l Arif AY zaman yitik, sanki hiç yaşanmamış bu mekân ne ilk, ne son durak karşıda çifte minare taşı işleyen nakkaş hem selçuklu, hem dadaş burda mevsim ikimizden biri biz, marifetnameyle bir akşamı yaprak yaprak çevirip geceye ferman açtık okuduk dudakla el arası tartıp her sözü bir bir sonra darasını düştük ve biz, ölümden çok zulmü gördük biz erzurumda otuzüç kişiydik gece oltu taşıdır, işlenir ve tesbihe dönüşür zaman geçer parmak uçlarımızdan sonra, ağırlanır toprak güze dökerek hüznü hırkasına bürünmüş bir derviş suskunluğunda gelir kış burda mevsim ikimizden biri bir de kadınlarımız, yüzleri kavruk, gözleri iri konuşunca gök, susunca toprak gülü türküleyip akşam sabah oturup evlerinde onlar acıyı kilim gibi dokudular biz onları, çocuklarımıza sıla kendimize gurbet bilip çiçeği burnunda bıraktık biz ceylanı vurulmuş dağdık kar iner isyan gibi çabuk ölüm gibi sessiz ve dakik palandöken kolları gürgen gözleri çiğdem gözdesi kekik ve biz, ölümden çok zulmü gördük palandöken hem yassı hem dik bir sabah kepenkleri kar tipisi gibi indirip birden öpüp yüzünü toprağın ağır ve derin bir günü isyana böyle çevirdik kar palandökenin börkü bundan gayrısını giymedik giymeyeceğiz dedik ve bu söz üzre başımızı göğe sakalımızı yele boynumuzu ipe verdik biz erzurumda otuzüç kişiydik şimdi onlarsız bu toprak acıdan kıraç hüzünden çorak kışın dertli, yazın emrah ve mevsim, ikimizden biri 19. BEN ANADOLUYUM l Yavuz Bülent BAKİLER Ben Anadoluyum… Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç… Şükrederek, kalktığım sofralarımda Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç. Hastalarım ölüm yataklarında Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç. Zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum, Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç… Devlet denince hep vergi geldi aklıma Jandarma deyince kırbaç… En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç. Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç… Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara Barışta düştü üstüme gölge gölge haç… Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ Alın terine muhtaç… Ben Anadoluyum, acılı, mahzun; Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç… 20. HAN DUVARLARI l Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı, Bir dakika araba yerinde durakladı. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar... Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya, Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya. İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık! Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık, Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı... Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları, Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler, Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler... Ellerim takılırken rüzgârların saçına Asıldı arabamız bir dağın yamacına. Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık, Yalnız arabacının dudağında bir ıslık! Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar, Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu. Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu. Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince. Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi. Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi. Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine. Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine. Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali, Sonunda ademdir diyor insana yolun hali, Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan. Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor, Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor... Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine. Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan; Geçiyordu araba yola benzer bir sudan. Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu, Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu Ağır ağır önümden geçti deve kervanı, Bir kenarda göründü beldenin viran hanı. Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri. Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya. Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı, Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı. Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor, Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor. Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı Her yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı. Gitgide birer ayet gibi derinleştiler Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler... Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı, Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı; Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler, Aygın baygın maniler, açık saçık resimler... Uykuya varmak için bu hazin günde, erken, Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı; Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı. Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa; "On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan Baba ocağından yar kucağından Bir çiçek dermeden sevgi bağından Huduttan hududa atılmışım ben" Altında da bir tarih Sekiz mart otuz yedi... Gözüm imza yerinde başka ad görmedi. Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş! Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş; Araya gitti diye içlenme baharına, Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!... Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk, Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk. Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri. Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor, Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor... Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar, Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar. Biz bu sonsuz yollarda varıyoruz, gitgide, İki dağ ortasında boğulan bir geçide. Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla, Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla. Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu, Burada son fırtına son dalı kırıyordu... Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla, Savrulmaya başladı karlar etrafımızda. Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü; Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü... Gönlümde can verirken köye varmak emeli Arabacı haykırdı "İşte Araplıbeli!" Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalana Biz menzile vararak atları çektik hana. Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş. Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor, Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor... Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri, Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri. Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor, Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor; "Gönlümü çekse de yârin hayali Aşmaya kudretim yetmez cibali Yolcuyum bir kuru yaprak misali Rüzgârın önüne katılmışım ben" Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı, Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı... Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde. Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık, Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık. Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım, Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım! "Garibim namıma Kerem diyorlar Aslı'mı el almış haram diyorlar Hastayım derdime verem diyorlar Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben" Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında, Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında. Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı! Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı! Az değildir, varmadan senin gibi yurduna, Post verenler yabanın hayduduna kurduna!.. Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu "Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?" Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende, Dedi "Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!" Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti, Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti... Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi. Aradan yıllar geçti işte o günden beri Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim, Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim. Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar, Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar! Ey garip çizgilerle dolu han duvarları, Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!.. 21. ADIM ADIM ANADOLU l Behçet Kemal ÇAĞLAR Geçmedim durmıyan ekspresle Değildim açıktan kıvrılan yatta Gezdim karış karış şevkle, hevesle Bazı boz yaylıda, bazı al atta. Halı orta yayla, sedir Erzurum Bahçemdir Alanya, Van, Mersin, Bodrum Fıskiyem Manavgat, Gırnavuk, Tortum Çok yıkandım Meriç, Seyhan, Fırat'ta. Oldu kaç pınara avuçlarım tas Ne başımda humma, ne içimde pas Alnıma değdi Kop, Süphan, Erciyas Hararet söndürdüm ben Ararat'ta. Uşakta şevkimi kendim dokudum. Bolu'da Yunus'u ezber okudum, Antalya'da bülbül oldum şakıdım Gönlüm ne kafeste, ne de kanatta. Konya'da gönlümü sürdüm ve ektim Antep'te zevkimi imbikten çektim Yaylada Türkmendim, dağda zeybektim Türk’ün birliğini tattım hayatta. Bendedir etekte açan nergisler Bendedir tepeyi kaplayan sisler Bendedir harmanda yanan göğüsler Bendedir savrulan, kalan hasatta. Gördüm şamanların torunlarını Seyrettim halay ve horonlarını, Ayine benzettim oyunlarını Ben garbe pey sürmem artık mezatta. Bir bitmeyen sızı, bir sonsuz tasa Yapan halk, başkası toplayan parsa Ey Tanrı bu halkın günahı varsa Ver de yükleyim onu sıratta. Yeşerir defnedir, kurur gül olur Kızar kılıçlaşır, sever tül olur Ah etse karşıki dağlar kül olur Susar bozkır denen bir Arafat'ta. Ey baş, yap gönlün ne isterse canı, Murat dağı, Murat suyunu tanı Yeri ister nehir, ister dağ yanı Çağlar ikisinde birden, Murat'ta. 22. PÜLÜMÜR’ÜN YAŞSIZ KADINI l Bülent ECEVİT Pülümür’ün bir dağ köyünde gördüm onu yaşını sordum bir giz gibi güldü kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz yüzüne baktım bir giz gibi güldü bir asa vardı elinde bir solmuş krallığın kadifeden harmanisi üzerinde bir hititliydi o bir Selçukluydu bir ermeniydi bir kürttü bir türk yaşını sordum bir giz gibi güldü koluma girdi bir soylu kadınca tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini beni tek gözlü sarayına götürdü köy yapısı kulübesinin zamanı onda yitirdim ben yitik zamanlara onda eriştim en soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim 23. KARŞILAMA l Mehmet BAŞARAN İlkyazın ucu göründü Harlayıverdi çiçek çimen Kalktım Akçadoruğa çıktım Bu ova serildi önüme Karşıma bu dağlar dikildi Elim ağzımda bakakaldım Bir yanda dumanlı toprak Bir yanda deniz Eriklerin bademlerin şavkı vurmuş havaya Ortalığı tutmuş zeytin Gözlerim yeşile kesti Hey ne dünyaymış dünyamız Çamların heybetinde sesinde kaynakların Yaşamak uğul uğuldu Kımıldıyordu yamaçlarda tarlalar Tepemde gök Çevrilmiş üstüme sayısız sevdalı göz Güp güp atıyordu yüreğim Kıyısında söğütler göveren Bir nehir yatağına dönmüştü içim Üstüme üstüme geliyordu ıraklar Yankısıyla nice ilkyazların Coşkun sular geçiyordu Derinlerimden Yosunlu kayaların dibinde Ordan ordan dürtüyordu tohum tomurcuk Elimi uzatsam özgürlüğe dokunacaktım Yeni düşünceler patlıyordu zihnimde Açtım bağrımı güne güneşe Eh beee 24 . BİR ANADOLU VARDIR l Turgut UYAR Bir Narhanımcık vardır. Cin dağlarının arkasında. Bir çukur köyde. Ya üç ya dört yaşındadır görseniz, Süt sağar, yün eğirir ufak elleriyle. Babasıyla diz dize oturur akşamları, Ne lâflar söyler büyük insan gibi, Hayret edersiniz... Bir Gergisüban köyü vardır. Cin dağlarının arkasında. Bizim Narhanımcığın köyüdür. Fena geçmez baharları kıtlık olmazsa. Elma yetişir, kartopu yetişir topraklarında. Gelgelelim yağmursuz yazlar gelince, Bir dert herkesi dilsiz eder. Narhanımcık ağlar. Kış da kötü bastı mıydı üstüne, Açlıktan sığırlar bile ölür gider... Bir Mihrali marangoz vardır. Babası Mihrali koymuş adını ne yapsın. Narhanımcığın akrabasıdır.. Alinin, Memişin, Satılmışın akrabasıdır. Terini çevre ile siler Mihrali Potur giyer, çarık giyer Bütün ömründe aşağı yukarı Saçta pişmiş mayasız yufka ekmeği yer. …… Arpa yetiştirir, sel alır gider. Bir yar sever, onu da el alır gider... Bir Anadolu vardır. Yazları, kışları, kıtlıklarıyla, Aşılmaz duvarların arkasıdır. Cin dağlarının arkasıdır. Bir Anadolu vardır, Anadolu, Bir lüks banyo sabununun markasıdır... 25. SANA, BANA VATANIMA ÜLKEMİN İNSANLARINA DAİR l Erdem BAYAZIT ``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’Öyle değildi bu türkü bilirimBir de içime-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerekBazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelenHaberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyımKayaları kelimeler olanKırk ikindi saymalıyımKırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarımaSaçlarının akışını anar anmaz omuzlarındanBaştan ayağa ıslanmalıyımGam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. İçimde kaynayan bir mahşer varBu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynarÇünkü onlar yün örerken pencere önlerindeYa da çamaşır sererken bahçelerindeBirden alıverirler kara haberiniOkul dönüşü bir trafik kazasındaCan veren oğullarının. Bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirimBir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmişBir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerineKaranlık sokaklarına dalarak şehirlerinBeton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayanYa da melal denizi parkların ıssız yerlerindeÖrneğin Hint Okyanusu gibi derinİsyanın kapkara sularına dalan. Nice akşamlar bilirim kiKaranlığınıBir millet hastanesindeDokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorundaBaşını kalorifer borularına gömmüşBeyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerdenHaber sormaya korkanGenç kızların yüreğinden almıştır. Bir de baharlar bilirimApartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceğiAnadolu bozkırlarındaİstanbul’dan çıkıp Diyarbekir’e doğruTekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içenCesur otobüs pencerelerindenBilinçsiz bir baş kayması ile görülenEvrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarındaÇıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarınınBir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirkenDiğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen. Yazlar bilirim memleketime özgüYiğit köy delikanlılarınınİncir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıklarıBirinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadanÜstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkanDiğeri kan ter içinde yayla yollarındaMavzerinin demirini alnına dayamışYüreği susuzluktan bunalanİçinden mahpushane çeşmeleri akanAnsızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıpApansız silahına davrananNice delikanlıların figüranlık yaptığıYazlar bilirim memleketime özgü Güzler bilirim ülkeme dairKarşılıksız kalmış bir sevda gibi gelirKalakalmış bir kıyıda melül ve tenhaKalbim gibiKaybolmuş daracık ceplerinde elleriTitreyen kenar mahalle çocuklarıBir sıcak somun için, yalın kat bir don içinDökülürler bulvarlara yapraklar gibi. Kadınlar bilirim ülkeme aitYürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcakGöğüsleri Çukurova gibi münbitDağ gibi otururlar evlerindeLimanlar gemileri nasıl beklerseÖyle beklerler erkekleriniYaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi. İsyan şiirleri bilirim sonraKelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğindenHarfler harp düzeni almıştır mısralarındaKimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştırKimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralardaHırsızın gırtlağına tıkanmıştır. Müslüman yürekler bilirim dahaKızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennetEller bilirim haşin hoyrat mertAlınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdırHer kırışığı sorulacak bir hesabıHer çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır. Bütün bunların üstüneHepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyimVatanım milletim tüm insanlar kardeşlerimSonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeliAdın kurtuluştur ama söylememeliyimCan kuşum, umudum, canım sevgilim. Önerilen Yazılar >>> Anadolu Geleneksel Evleri >>> Türkiye'nin UNESCO Miras Listesi >>> Anadolu'nun Taş Köprüleri >>> Anadolu Aşıkları Sosyal Medya Hesapları İçin TIKLAYIN!
En çok kardeşi olan meyve hangi meyvedir?ÜzümYer altında sakallı kökPırasaKuyruğu var, at değil. Kanadı var, kuş baktım çok idi, Sabah baktım yok aldım bir tane, eve geldim bin var, içi yok; Tekme yer, suçu Şu yoğurdu nane ile birlikte sarımsaklasak da mı saklasak nane ile sarımsaklamasak da mı saklamasak. Nanesiz sarımsaklasak da mı saklamasak?2. Kınıklı kılıbık kırpıntı Kıyasettin, Kırımlı kılkuyruk kıtmiri kıkır kıkır kıkırdatarak küskütük küçümen küfeci külhaniyle külüstür Kürşat´ı külünklü küngür üstüne küttedek İbibiklerin ibiklerini iyice iyileştirmek için İstinyeli istifçi İbiş´in istif istiridyeleri mi, yoksa, İskilipli İspinoz işportacı İshak´ın işliğindeki ibrişimleri mi daha iyi, Sizin dala konmus, hallu, bellu, gabellu, kabak bas bel baykusu,Bizim dala konmus, hallu, bellu, gabellu,kabak bas bel baykusuna,"Sen nasil bir hallu, bellu, gabellu, kabak bas bel baykususun", dala konmus, hallu, bellu, gabellu, kabak bas bel baykusu da,Sizin dala konmus, hallu, bellu, gabellu, kabak bas bel baykusuna,5. Çatalağzı'nda Çatalcalı çatalsız, çatalcının çarpık çurpuk çalçene Çoruhluya çarptı. Çatalca'da başı çıbanlı topal çoban çatal yapıp çatal satar. Çatalca'da saf çoban çatal yapıp çatalsızlara çatal satar. Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çakallara çatal Bilmece Kullanmadan önce neyin kırılması gerekiyor?Cevap Bir yumurta2. Bilmece Gençken uzunum ve yaşlandığımda kısayım. Ben neyim?Cevap Bir mum3. Bilmece Yılın hangi ayında 28 gün var?Cevap Hepsi4. Bilmece Deliklerle dolu ama yine de su tutan nedir?Cevap Bir sünger5. Bilmece Hangi soruya asla evet yanıtı veremezsiniz?Cevap Henüz uyumadın mı?6. Bilmece Her zaman önünüzde duran ama görülemeyen nedir?Cevap Gelecek7. Bilmece Her şeyin sarı olduğu tek katlı bir ev var. Sarı duvarlar, sarı kapılar, sarı mobilyalar. Merdivenler ne renk?Cevap Hiç - tek katlı bir Bilmece. Asla kaldırmasanız veya dokunmasanız bile neyi kırabilirsiniz?Cevap Bir söz9. Bilmece Yukarı çıkan ama asla inmeyen nedir?Cevap Yaşınız10. Bilmece Yağmurda şemsiye ya da şapka olmadan dışarıda olan bir adamın kafasında tek bir saç bile ıslak değildi. Neden?Cevap Bilmece Kururken ne ıslanır?Cevap Bir havlu12. Bilmece Birine verdikten sonra ne saklayabilirsiniz?Cevap Sözünüz13. Bilmece Her gün tıraş oluyorum ama sakalım aynı kalıyor. Ben neyim?Cevap Bir berber14. Bilmece İnsanlarla dolu bir tekne görüyorsunuz, ancak gemide tek bir kişi yok. Bu nasıl mümkün olabilir?Cevap Teknedeki bütün insanlar Bilmece İçinde kibrit, gaz lambası, mum ve şömine bulunan bir odaya girersiniz. Önce neyi yakarsınız?Cevap Maç16. Bilmece Bir adam 25. yaş gününde yaşlılıktan ölür . Bu nasıl mümkün olabilir?Cevap 29 Şubat'ta Bilmece Dallarım var ama meyvem, gövdemim veya yapraklarım yok. Ben neyim?Cevap Bir banka18. Bilmece Konuşamayan ama kendisiyle konuşulduğunda cevap verecek olan nedir?Cevap Bir yankı19. Bilmece Ne kadar çok varsa, o kadar az görürsünüz. Nedir?Cevap KaranlıkÇocuklar için Bilmeceler20. Bilmece David'in ebeveynlerinin üç oğlu var Snap, Crackle ve üçüncü oğlunun adı nedir?Cevap David21. Bilmece Seni her zaman takip ediyorum ve her hareketini kopyalıyorum ama bana dokunamaz veya beni yakalayamazsın. Ben neyim?Cevap Senin gölgen22. Bilmece Birçok anahtarı olan, ancak tek bir kilidi açamayan nedir?Cevap Bir piyano23. Bilmece Sol elinde ne tutabilirsin ama sağında değil?Cevap Sağ dirseğiniz24. Bilmece Temiz olduğunda siyah, kirliyken beyaz olan nedir?Cevap Bir kara tahta25. Bilmece Daha fazlası alındığında ne büyür?Cevap Bir delik26. Bilmece Tüy kadar hafifim, ancak en güçlü kişi beni beş dakika tutamaz. Ben neyim?Cevap Nefesin27. Bilmece Çorap, eşarp ve eldivenlerde bulunuyorum; ve genellikle oyunbaz yavru kedilerin pençelerinde. Ben neyim?Cevap İplik28. Bilmece Bugün dünden önce nerede geliyor?Cevap Sözlük29. Bilmece Hangi icat tam bir duvardan bakmanıza izin verir?Cevap Bir pencere30. Bilmece Eğer bana sahipseniz, paylaşmak istersiniz; eğer beni paylaşırsan, beni tutmadın Ben neyim?Cevap Bir sır31. Bilmece Bir tencereye ne koyulamaz?Cevap Kapak32. Bilmece Aşağı yukarı giden ama hareket etmeyen şey nedir?Cevap Bir merdiven33. Bilmece Bir yarışta koşuyorsanız ve kişiyi ikinci sırada geçerseniz, neredesiniz?Cevap İkincilik34. Bilmece Size ait, ancak diğer insanlar onu sizden daha fazla kullanıyor. Nedir?Cevap AdınızKomik Bilmeceler35. Bilmece Pek çok gözü olan ama göremeyen nedir?Cevap Bir patates36. Bilmece Tek gözü olan ama göremeyen nedir?Cevap Bir iğne37. Bilmece Birçok iğnesi olan ama dikmeyen nedir?Cevap Bir Noel ağacı38. Bilmece Elleri olan ama alkışlayamayan nedir?Cevap Bir saat39. Bilmece Bacakları olan ama yürümeyen nedir?Cevap Bir masa40. Bilmece Bir başı, bir ayağı ve dört bacağı olan nedir?Cevap Bir yatak41. Bilmece Ne yakalayabilirsin ama fırlatamazsın?Cevap Soğuk42. Bilmece Ne tür bir grup asla müzik çalmaz?Cevap Bir lastik bant43. Bilmece Pek çok dişi olan ama ısırmayan nedir?Cevap Bir tarak44. Bilmece Masada kesilen ama asla yenmeyen nedir?Cevap Bir deste kart45. Bilmece Kelimeleri olan ama asla konuşmayan nedir?Cevap Bir kitap46. ??Bilmece Arka bahçenin her yerinde dolaşan ama asla hareket etmeyen nedir?Cevap Bir çit47. Bilmece Dünyayı köşesinden ayrılmadan dolaşan ne olabilir?Cevap Bir pul48. Bilmece Başparmağı ve dört parmağı olan ama el olmayan nedir?Cevap Bir eldiven49. Bilmece Başı ve kuyruğu olan ama vücudu olmayan nedir?Cevap Bir madeni para50. Bilmece Bir duvar diğer duvarla nerede birleşir ?Cevap Köşede51. Bilmece Hangi binada en çok hikaye var?Cevap Kütüphane52. Bilmece Kokusundan daha güzel tadı nedir?Cevap Diliniz53. Bilmece 13 kalbi olan ama başka organı olmayan nedir?Cevap Bir deste kart54. Bilmece Kırları duyamayan kulaklarıyla takip ediyor. Nedir?Cevap Mısır55. Bilmece Ne tür bir ceket ıslak olarak en iyi şekilde giyilir?Cevap Bir kat boya56. Bilmece Üstte alt olan nedir?Cevap Bacakların57. Bilmece Dört tekerleği ve sinek nedir?Cevap Bir çöp kamyonuMatematik Bilmeceleri58. Bilmece Ben tek bir sayıyım. Bir mektubu alın ve ben ödeşirim. Ben kaç numarayım?Cevap Yedi59. Bilmece Eğer ikinin şirketi ve üçü kalabalıksa, dört ve beş nedir?Cevap Dokuz60. Bilmece Hiçbiri sıfır olmayan hangi üç sayı, toplansa da çarpılsa da aynı sonucu verir?Cevap Bir, iki ve üç61. Bilmece Meryem'in dört kızı ve her kızının bir erkek kardeşi var. Mary'nin kaç çocuğu var?Cevap Beş - her kızın aynı erkek kardeşi Bilmece Hangisi daha ağır bir ton tuğla mı yoksa bir ton tüy mü?Cevap Hiçbiri - ikisi de ton Bilmece Üç doktor Bill'in kardeşleri olduğunu söyledi. Bill, erkek kardeşi olmadığını söylüyor. Bill'in gerçekte kaç erkek kardeşi var?Cevap Yok. Üç kız kardeşi Bilmece Arabada iki baba ve iki oğul var, ancak arabada sadece üç kişi var. Nasıl?Cevap Onlar büyükbaba, baba ve Bilmece Dünden önceki gün 21 yaşındaydım ve gelecek yıl 24 olacağım. Doğum günüm ne zaman?Cevap 31 Aralık; bugün 1 Bilmece Küçük bir kız markete gider ve bir düzine yumurta alır. Eve giderken üçü dışında hepsi ara. Kırılmamış kaç yumurta kaldı?Cevap Üç67. Bilmece Bir adam kızlarını şöyle anlatıyor "Hepsi sarışın ama ikisi; ikisi hariç hepsi esmer; ve ikisi hariç hepsi kızıl saçlı. " Kaç kızı var?Cevap Üç Sarışın, esmer ve kızıl saçlı68. Bilmece Üç elma varsa ve ikisini alırsanız, kaç tane elmanız var?Cevap İki elman Bilmece Bir kızın kız kardeşi kadar erkek kardeşi vardır, ancak her erkek kardeşin kız kardeşin yarısı kadar erkek kardeşi vardır. Ailede kaç erkek ve kız kardeş var?Cevap Dört kız kardeş ve üç erkek kardeşKelime Bilmeceleri70. Bilmece İki harf eklediğinizde hangi beş harfli kelime kısalır?Cevap Kısa71. Bilmece "e" ile başlayan ve sadece bir harf içeren şey nedir?Cevap Bir zarf72. Bilmece Bildiğim bir kelime, içerdiği altı harf, bir harf ve 12 kalıntı. Nedir?Cevap Düzinelerce73. Bilmece Toronto'nun ortasında ne bulursunuz?Cevap "o" harfi74. Bilmece Beni Haziran'da bir kez, Kasım'da iki kez ve Mayıs'ta görmüyorsunuz. Ben neyim?Cevap "e" harfi75. Bilmece Bir köşede iki, bir odada bir, bir evde sıfır ve bir barınakta bir. Nedir?Cevap "r" harfi76. Bilmece Ben her şeyin başlangıcıyım, her yerin sonuyum. Ben sonsuzluğun başlangıcıyım, zamanın ve uzayın sonuyum. Ben neyim?Cevap Ayrıca "e" harfi77. Bilmece Hangi 4 harfli kelime ileri, geri veya baş aşağı yazılabilir ve yine de soldan sağa okunabilir?Cevap NOON78. Bilmece İleriye doğru ağırım, ama geriye doğru değilim. Ben neyim?Cevap "değil" kelimesi79. Bilmece 3/7 tavuk, 2/3 kedi ve 2/4 keçi nedir?Cevap Chicago80. Bilmece Ben üç harften oluşan bir kelimeyim; iki ekleyin ve daha az olacaktır. Ben hangi kelimeyim?Cevap Birkaç81. Bilmece İki harf kaldırıldığında beş harften biri kalan kelime nedir?Cevap Taş82. Bilmece Her şeyin sonu nedir?Cevap "n" harfi83. Bilmece Beş harfinden dördünü çıkarırsanız hangi kelime aynı telaffuz edilir?Cevap Sıra84. Bilmece Ben "i" harfiyle başlayan bir kelimeyim. Bana "a" harfini eklerseniz, farklı bir anlamı olan yeni bir kelime olurum ama kulağa tamamen aynı geliyor. Ben hangi kelimeyim?Cevap Isle "koridor" yapmak için "a" ekleyin85. Bilmece İngilizcede hangi kelime şu anlama gelir İlk iki harf bir erkeği, ilk üç harf bir kadını, ilk dört harf bir harikayı, tüm dünya ise büyük bir kadını ifade eder. Kelime nedir?Cevap KahramanGerçekten Zor Bilmeceler86. Bilmece Adını söylemek onu kıracak kadar kırılgan olan nedir?Cevap Bilmece Ne koşabilir ama asla yürümez, ağzı vardır ama hiç konuşmaz, başı vardır ama ağlamaz, yatağı vardır ama hiç uyumaz?Cevap Bir nehir88. Bilmece Nehirlerden bahsetmişken, bir adam köpeğini nehrin karşı tarafından çağırır. Köpek nehri ıslanmadan, köprü veya tekne kullanmadan geçer. Nasıl?Cevap Nehir Bilmece Bir odayı ne doldurabilir ama yer kaplamaz?Cevap Işık90. Bilmece Eğer beni düşürürsen, eminim kırılırım, ama bana bir gülümseme verirsen her zaman ona gülümserim. Ben neyim?Cevap Bir ayna91. Bilmece Ne kadar çok alırsanız, o kadar çok geride kalırsınız. Onlar neler?Cevap Ayak sesleri92. Bilmece Bir kez dönüyorum, dışarı olan içeri girmeyecek. Tekrar dönüyorum, içeride olan dışarı çıkmayacak. Ben neyim?Cevap Bir anahtar93. Bilmece İnsanlar beni yaratır , kurtarır, değiştirir, büyütür. Ben neyim?Cevap Para94. Bilmece Hangi kırılmalar olur, yine de asla düşmez ve ne düşüp kırılmaz?Cevap Gündüz ve gece95. Bilmece Şehirler ve tarlalardan geçen ama asla hareket etmeyen nedir?Cevap Bir yol96. Bilmece Ben her zaman açım ve beslenmezsem öleceğim, ama dokunduğum her şey yakında kırmızıya dönecek. Ben neyim?Cevap Ateş97. Bilmece Onu yapan kişinin ona ihtiyacı yoktur; onu satın alan kişinin hiçbir faydası yoktur. Onu kullanan kişi onu ne görebilir ne de hissedebilir. Nedir?Cevap Bir tabut98. Bilmece Bir adam müzedeki bir resme bakar ve "Kardeşim yok ama o adamın babası babamın oğludur" der. Resimde kim var?Cevap Adamın oğlu99. Bilmece Sivri dişlerle oturup bekliyorum; delici kuvvetle kaderi kırarım; kurbanları kapmak, kudreti ilan etmek; tek bir ısırık ile fiziksel olarak birleştirme. Ben neyim?Cevap Zımba100. Bilmece Suyu olmayan göllerim, taşsız dağlar ve binasız şehirlerim var. Ben neyim?Cevap Bir harita101. Bilmece İnsan hayattan çok neyi sever, ölümden veya ölümlü çekişmeden daha çok nefret eder; erkeklerin arzularını tatmin eden; fakirler var, zenginler istiyor; cimri harcıyor, savurganlık kurtarıyor ve tüm insanlar mezarlarına taşıyor mu?Cevap Hiçbir şeyBONUS1- Eğer bana sahipsen, beni paylaşmak istersin. Beni paylaşırsan, bana sahip değilsindir. Peki, ben neyim?Cevap Sır2- Bir labirentten kaçıyorsun ve önünde üç tane kapı var. Soldaki kapı, seni ürkütücü bir cehenneme götürür; ortadaki kapı ölümcül bir suikastçıya. Sağdaki kapı ise, üç aydır yemek yemeyen bir aslana. Hangi kapıyı seçersin?Cevap Sağdaki kapıyı. Çünkü üç ay boyunca yemek yemeyen bir aslan, çoktan Beni yan çevir, ben her şeyim. Beni ortadan kes, ben hiçbir şeyim. Peki, ben neyim?Cevap 8 sayısı. Çünkü 8 sayısını, yan çevirdiğimizde sonsuzluk simgesi olurken; ortadan kestiğimizde iki tane 0 sıfır - 7 dakikalık ve 11 dakikalık iki farklı kum saatiniz var. Bu kum saatlerini kullanarak nasıl 15 dakika içinde yumurta kaynatabilirsiniz?Cevap Sırasıyla şu adımları izleyinYumurtayı kaynatmaya başlar başlamaz iki kum saatini de aynı anda dakikalık kum saati bitince, tekrar başlatmak için dakika sonra, 11 dakikalık kum saati bittiğinde, 7 dakikalık kum saatini tekrar dakikalık kum saatinin bitmesini bekleyin; bu, 4 dakika daha demektir. Böylece kaynatma süresi olan 15 dakikaya ulaşmış - İçerisinde mum, odun sobası ve gaz lambası olan karanlık bir odada oturuyorsunuz. Ve sadece 1 kibritiniz var, önce hangisini yakardınız?Cevap Kibritbilmece-11-custom6- Ormanlık bir yolda yürürken bir yol ayrımına geliyorsun. Yollardan biri ölümle sonuçlanıyor; diğeri ebedi mutluluğa gidiyor. Ama sen hangisinin hangisi olduğunu bilmiyorsun. Yol ayrımının başladığı yerde hangisinin hangisi olduğumu bilen 2 kardeşle karşılaşıyorsun. Kardeşlerden biri her zaman doğruyu söyler, diğeri ise yalancıdır. Ve onlara sadece 1 soru sorma hakkın var. Bu durumda hangi yoldan gideceğini nasıl belirlersin?Cevap İki kardeşe de "Eğer sen kardeşinin yerinde olsaydın, ebedi mutluluk için hangi yoldan gitmesini söylerdin?" diye yolun ebedi mutluluğa gittiğini varsayalım. Siz bu soruyu sorduktan sonra, her iki kardeş de size aynısını söyleyecektir "Sol yolun ebedi mutluluğa gittiğini söylerdim." Ve siz, her iki durumda da ikisinin söylediği şeyin tam tersini seçersiniz, çünkü biri gerçeği biri yalan söylüyorsa; biri gerçeği söylemek için yalan söylüyor bilmecelerKolay Bilmece 1 Kuyruğu var canlı değil konuşur ama insan değil camı var ama pencere değilCevap TelevizyonKolay Bilmece 2 Bakınca görünürsün, kaçınca silinirsinCevap AynaKolay Bilmece 3 Ağzı var odun yutar, bacası var duman tüterCevap SobaKolay Bilmece 4 Ben giderim o gider, üstümde gölge ederCevap ŞemsiyeKolay Bilmece 5 Bize ışık verir daha sonra MumKolay Bilmece 6 İki kapaklı, çok yapraklı, içinde bilgi KitapKolay Bilmece 7 En çok kardeşi olan meyve hangi meyvedir?Cevap ÜzümKolay Bilmece 8 Dışı var, içi yok; Tekme yer, suçu TopKolay Bilmece 9 Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin NarKolay Bilmece 10 Ne kanı var ne canı, beş tanedir EldivenKolay BilmecelerZor bilmecelerZor Bilmece 1 Bir ağacı oymuşlar, içine sesleri koymuşlar. Yanlış söyleyince kucağını SazZor Bilmece 2 Üzüm yenmeyen bağ, uzar uzar boylu boyunca…Cevap Ayakkabı bağıZor Bilmece 3 Yazın yersin yaşını kışın yersin başınıCevap SoğanZor Bilmece 4 Yer altında keşkek kaynar. Keşkeğin özü yok, sahibinin gözü DoluZor Bilmece 5 Açarsam dünya olur. Yakarsam kül AtlasZor Bilmece 6 Ağzı var dili yok, nefesi var canı yok, derisi var kanı BalonZor Bilmece 7 Benim bir hayvanım var kuyruğundan uzun burnu FilZor Bilmece 8 Varma sakın yanına, on parmağın bal olur./ Tutar isen yavaş tut, İki elin kan KaradutZor Bilmece 9 Yer altında sakallı PırasaZor Bilmece 10 Boş tüp dolu tüpe doğru gidiyormuş ne demiş?Cevap Gaza geliyorumEn Zor BilmecelerKomik bilmecelerKomik Bilmece 1 Bilmece bildirmece, dil üstünde DondurmaKomik Bilmece 2 Meyvelerin şefi kimdir?Cevap ŞeftaliKomik Bilmece 3 İlk Türk bayrağını kim dikmiştir?Cevap TerziKomik Bilmece 4 Elemeden yoğurur, gün aşırı TavukKomik Bilmece 5 Altından su içerim, üstünde çayır KoyunKomik Bilmece 6 Gelişi aslan gibi, duruşu kaplan gibi, yayılır hasır gibi, sürünür esir KediKomik Bilmece 6 Tavan üstü takır takır zannedersin halı FareKomik Bilmece 7 Ala bakar mora bakar. Oturmuş bakla satar. Baklanın okkası kaça dedim. Çıldır çıldır yüzüme bakarCevap KurbağaKomik Bilmece 8 Dağdan gelir dat gibi. Kolları var bıdak gibi. Eğilir bir su içer. Beğirir oğlak KağnıKomik Bilmece 9 Hangi kalemle yazı yazılmaz?Cevap Kontrol KalemiyleKomik Bilmece 10 Dolu tüp boş tüpe ne demiş?Cevap Boş boş dolaşma demişKomik BilmecelerÇocuklar için bilmecelerOkul Öncesi Bilmece 1 Marketten aldım siyah, eve geldik ÇayOkul Öncesi Bilmece 2 Uyurken hırıldar, konuşurken KediOkul Öncesi Bilmece 3 Gökte gördüm bir köprü, rengi var yedi GökkuşağıOkul Öncesi Bilmece 4 Evi var, adresi yok, evinde eşyası KaplumbağaOkul Öncesi Bilmece 5 Bir sihirli fenerim, kibritsiz de AmpulOkul Öncesi Bilmece 6 Dişim var, ağzı TarakOkul Öncesi Bilmece 7 Elsiz, ayaksız kapı AnahtarOkul Öncesi Bilmece 8 Sıcağa koyma kurur, suya koyma SabunOkul Öncesi Bilmece 9 Küçük kare kutu, içi insan TelevizyonOkul Öncesi Bilmece 10 Kat kat sefer tası, içinde insan ApartmanZeka bilmeceleriZeka Bilmeceleri 1 Bize ait olduğu halde başkalarının kullandığı şey nedir?Cevap AdımızZeka Bilmeceleri 2 Kapağı var kuyu değil, düdüğü var polis Düdüklü TencereZeka Bilmeceleri 3 Ağırlığı olmadan gemiyi batırabilecek şey nedir?Cevap DelikZeka Bilmeceleri 4 Hangi metre bir metreden kısadır?Cevap SantimetreZeka Bilmeceleri 5 Kaç ayda 28 gün vardır?Cevap 1 ayda. O da ŞubatZeka Bilmeceleri 6 Gözle görülmez, elle tutulmaz ama gelip geçtiği bilinirCevap ZamanZeka Bilmeceleri 7 Dört ayağı var ama yürüyemezCevap MasaZeka Bilmeceleri 8 Biz üç kardeşiz. Bir gider bir geliriz. Senede üç defa gelir, havada, denizde ve karada CemreZeka Bilmeceleri 9 Babasının karısını ve dayısının kız kardeşini arayan bir çocuk kimi aramış?Cevap AnnesiniZeka Bilmeceleri 10 Saçım yok, tadım Kabak
Bilmeceİçime koydukların anı olur, duvardayken şık durur. Çiviyi görünce yaklaştır, ikimiz bir bütün kesilmez rüzgarda, içine giren serinler. Çünkü biraz ferah da…BilmeceUzadıkça kesilir, kesildikçe kalaylı tas, al duvara kabak, suda zambak. Al yanak, biraz dudak. Ben öpeyim, sen bak!Bilmeceİncecik beli, elimin tepeler, şık şık var konuşmaz, yatağı var camlı pencere, bakıp durur her gibi dişlerim, odunları saç yok, içinde tat altında sarı bitli, dışı düşmüş yere, bul onu her çalışır, gündüz giderim, o gider; ben dururum, o tavuk dalda yatarmış. Dal kırılmış yerde yücelir, bazen cücelirBilmeceDemiri talaştan nasıl ayırırız?BilmeceBurada bağırsak, orada aldım kapkara, evde kırmızılaştı adım beş hece kuzeyde görünürüm her geceBilmeceYazın giyinir, kışın ağacı oymuşlar içine dünyayı koymuşlarBilmeceYavaş gider izi yok, hızlı gider tozu bulması zor, azıcık beynini sönmüyor, kışın var, kapım kırmızı suBilmeceAdını söylerim, yok yenmeyen bağ, uzar uzar boylu boyunca…BilmeceKocaman beyaz bir perde. Bilsen neler var içinde. Hikayeler masallar. O perdede dolu pamuk. Arkanı yaslan, onu altındadır evi, yersen bitmez bağım var, uzundur tavuk dalda yatar, dal kırılır yerde küçük dişleri var, ne de büyük işleri ayağı var canı yok, ayağını kessen kanı bağlı kaçmaz, yaprağı aldım kapkara, evde kırmızılaştı yer, sırtı oğlu var, 4 kızı varBilmeceKara kediyi kuyruğundan bahçede, kışın küpteBilmeceBir ağacı oymuşlar, içine sesleri koymuşlar. Yanlış söyleyince kucağını sıkmışlar. BilmeceHa dört gözlü, ha iki gözlü. Oynasan karşısında sazlı sözlü. Göremez seni sözün yok pazarı yok geleni var gideni yokBilmeceDereden karşıya gölgesiz geçerBilmeceAltı göl, üstü gülBilmeceUzaktan baktım ak taş gibi, yanına vardım sütlaç gibiBilmeceAçarsam dünya olur. Yakarsam kül sallanır, dalında baktım çok idi, sabah baktım yok görürsün, elinle altında keşkek kaynar. Keşkeğin özü yok, sahibinin gözü ayaklı bir ayıdır, üstündeki gizli üstünde kilitli çocuğum var yersin yaşını kışın yersin başını
yazın yersin yaşını kışın yersin başını youtube