SınıfDin Kültürü Kitabı Kur’an’da adı geçen peygamberlerden hangilerini biliyorsunuz? konusunu kısaca ele alacağız. 1.1 “Kur’an’da adı geçen peygamberlerden hangilerini biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı ; 1.2 Kur’an’da adı geçen 25 peygamberin isimlerini biliyorum. Bu peygamberlerin isimleri sırasıyla; Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin Kısaca Hayatları. 1) Adem Aleyhisselâm. 8- Bütün insanların ilk babası ve ilk Peygamberi Adem aleyhisselâm'dır. Şöyle ki: Yüce Allah, bu âlemi yoktan var etmiş, birçok devirler geçtikten sonra da yeryüzünde insan cinsinin ilk babası olmak üzere büyük kudret ile Hazret-i Âdem'in cesedini Yücekitabımız Kuranı Kerim'de Kurandan önceki inen kitaplar ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim'de geçen Kurandan önceki inen kitaplar ile ilgili ayetler. 87/18-19. Bu (hükümler), ilk sahifelerde, Ibrâhim ve Mûsa’nın sahifelerinde de vardır. 53/36-37. Yoksa, Musa’nın ve sözünü yerine getiren İbrahim’in sahifelerinde olanlar, ona bildirilmedi ZiraKur'an'daki İlyâs da tıpkı peygamber İlyâ gibi Ba'l putperestliğiyle mücadele etmiştir (bk. BA'L). İlyâ, Ahd-i Atîk'te geçen büyük peygamberlerden biridir. II. Tarihler (21/12 Allah affedicidir, bağışlayıcıdır. (Nisa Suresi, 99) Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir. (Nisa Suresi, 149) Kitap Ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Musa'dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi. yLq5. Kur’an’daki kıssalar bize ne söyler? Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberler ve peygamber kıssaları...Kur’ân kıssalarında peygamberler, beşeriyyetin her bakımdan en mümtaz şahsiyetleri olarak takdîm edilir. Bunlar, kesbî bir gayretle değil, ilâhî bir tâyinle seçilmişlerdir.[1] KUR’AN’DAKİ KISSALAR BİZE NE SÖYLER? Âyet-i kerîmelerde buyrulur “...Onları bütün peygamberleri seçkin kıldık ve doğru yola ilettik.” el-En’âm, 87 “Allâh meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allâh işitendir, görendir.” el-Hacc, 75 Kur’ân-ı Kerîm’de her peygamberin bir nevî alâmet-i fârikası olan fazîletleri muhtelif âyetlere serpiştirilmiş durumdadır. Nitekim bu âyet-i kerîmelerden birkaçında şöyle buyrulmaktadır “…Allâh İbrâhîm’i dost edinmiştir.” en-Nisâ, 125 “…Gerçekten biz Eyyûb’u sabırlı bir kul bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Dâimâ Allâh’a yönelirdi. Ey Muhammed! Kuvvetli ve basîretli kullarımız İbrâhîm, İshâk ve Yâkûb’u da an. Biz onları özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık. Doğrusu onlar bizim katımızda seçkin ve en hayırlı kimselerdendir. İsmâîl’i, Elyesaı, Zülkifl’i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.” Sâd, 44-48 “Rasûlüm! Kitâb’da Mûsâ’yı da an. Gerçekten o ihlâs sâhibi idi ve hem rasûl, hem de nebî idi. Ona Tûr’un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar kendimize yaklaştırdık. Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Hârun’u bir peygamber olarak armağan ettik. Rasûlüm! Kitâb’da İsmâîl’i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı, rasûl ve nebî idi. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi. Kitâb’da İdrîs’i de an. Hakîkaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi. Onu üstün bir makama yücelttik.” Meryem, 51-57 Kâinâtın yaratılış sâikası olan, Cenâb-ı Hakk’ın “Habîbim” buyurduğu Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de ise bütün peygamberlerin fârik vasıfları cem olunmuştur. O’nun hakkında âyet-i kerîmede “Rasûlüm! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” el-Enbiyâ, 107 buyrulmuştur.[2] Ancak peygamberlerdeki bu seçkinlik, kendilerine tevdî edilen çok büyük ve ağır mes’ûliyetler ihtivâ eder. Nitekim Cenâb-ı Hak, onların da acz içinde olduk­larını ve kendilerine kat’iyyen bir ulûhiyet isnâd edilemeyeceğini ifâde sadedinde “Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygam­berleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!” el-A’râf, 6 buyurur. Âyet-i kerîmede belirtildiği vechile peygamberler, te’minât altında oldukları hâlde, onlara da teblîğlerindeki îtinâ derecesine göre sorgulama yapılacaktır. Bir ri­vâyete göre, Süleymân -aleyhisselâm-’ın, kendisine verilen muazzam dünyâ serveti ve tasarrufunun hesâbı sebebi ile diğer peygamberlerden daha geç cennete gireceği nakledilmektedir.[3] Peygamberler dışındaki kimseler için bir te’minât yoktur.[4] Kula düşen, mâ­nevî hâllerde kendisinin üstüne bakıp kalbî âlemini tekâmül ettirmesi, maddî durum­larda da kendinden aşağıdakilerden ibret alarak şükrân hisleri içinde ömrünü devâm ettirmeye gayret göstermesidir. Nitekim hadîs-i şerîfte “Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olan birini görünce, nazarını hemen kendisinden aşağıda olana çevirsin.” Buhârî, Rikâk, 30 buyrulmuştur. Hazret-i Peygamber’e hitâben ve Hazret-i Îsâ -aleyhisselâm-’ın şahsında, bütün peygamberlere âit sorgulamayı bildi­ren diğer âyet-i kerîmeler şöyledir “Allâh’ın, peygamberlerini toplayıp da Size ne cevap verildi?» dediği gün, Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyla bilen ancak Sen’sin.» diyeceklerdir.” el-Mâide, 109 “Eğer Peygamber bize atfen bâzı sözler uydurmuş olsaydı, elbette O’nu kıskıvrak yakalardık! Sonra O’nun can damarını koparırdık. O’nu yaşatmazdık. Hiçbiriniz buna mânî de olamazdınız!” el-Hâkka, 44-47 “Her bir ümmetten bir şâhid getirdiğimiz ve Sen’i de onlara şâhid olarak gös­terdiğimiz zaman hâlleri nice olacak?! Küfür yoluna sapıp peygamberi dinlemeyenler o gün yerin dibine batırılmayı temennî ederler ve Allâh’tan hiçbir haberi gizleyemezler.” en-Nisâ, 41-42 İbn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-, birgün Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in arzusu üzerine Nisâ Sûresi’ni okurken “Ey Rasûl! Her bir ümmetten bir şâhid getirdiğimiz ve Sen’i de onlara şâhid olarak gösterdiğimiz zaman hâlleri nice olacak?!” mealindeki 41. âyete geldiğinde, Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem- 42. âyet-i kerîmedeki dehşetli ifâdeleri dinlemeye dayanamadığından “Şimdilik yeter!” buyurarak kıraati durdurmuş ve Allâh Teâlâ’nın azameti karşısında ağlamıştır. Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 32; Müslim, Müsâfirîn, 247 Dipnotlar [1] Peygamberliğin kesbî değil, vehbî olduğu, şu âyet-i kerîmelerden de anlaşılmaktadır “İşte bu peygamberlik, Allâh’ın fazlıdır; onu dilediğine verir...” el-Cuma, 4 “Onlara bir âyet geldiğinde, Allâh’ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız.» dediler. Allâh, peygamberliği kime vereceğini daha iyi bilir...” el-En’am, 124 “Sen, bu Kitâb’ın sana vahyolunacağını ummuyordun. Bu ancak Rabbinden bir rahmet olarak gelmiş’tir...” el-Kasas, 86 [2] Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- dünyâda da âhirette rahmettir. Dünyâda hidâyeti ile, âhirette şefâati ile. Hadîs-i şerîflerde genişçe anlatıldığı üzere, mahşerde bütün insanlar düz ve geniş bir arâzide toplanacak. Korkunç sıkıntılar içinde hesaba çekilmeyi bekleyen insanlar, sonunda bir kurtarıcı aramaya başlayacaklar. Kendilerine başvurdukları büyük peygamberlerden yardım göremeyince Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gelip yalvaracaklar. O zaman Peygamber-i Zîşân Efendimiz, Arş-ı Rahmân’ın altında secdeye kapanarak Cenâb-ı Hak’tan ümmetini dileyecek. Kendisine büyük şefaat yetkisi verilince, önce doğrudan cennete gireceklere, belli bir süre sonra da kelime-i şehâdeti söylemekten başka iyiliği bulunmayan günahkârlara şefâat edecek ve onları cennete götürecektir. Buhârî, Rikak 51, Tevhîd 36, Tefsîru sûre 17, 5; Müslim, Îmân 322, 326, 327 [3] Bkz. Taberânî, el-Mucemü’l-Kebîr, XII, 94-95. [4] Bununla birlikte Hazret-i Peygamber’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- cennetle müjdelediği kimseler de bir mânâda te’mînât altında sayılırlar. Aşere-i Mübeşşere gibi. Kaynak Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Meal Fihrist A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z Güzel Kurani kerimimizde geçen peygamberleri h... ile ilgili ayetler. Kuranda geçen peygamberleri h... ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte. Kuranda peygamberleri h... ile alakali tahmini 3 ayet geçiyor 3817 - Şimdi sen onların dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatırla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmişti. 3845 - Kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an. Onlar eller ve gözler sahipleri idiler. 3848 - İsmail'i, Elyasa'yı, Zü'l-Kifl'i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir. Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin İsimleri Ve ÖzellikleriKur’an’da Adı Geçen Peygamberler Her topluma bir peygamber gönderilmiştirPeygamberlerin ilki Hz. Âdem, sonuncusu ise Hz. Muhammed’dir. Bu ikisi arasında birçok peygamber gönderilmiştir. Yüce Allah Kur’an’da Her ümmetintoplumun bir peygamberi vardır.” buyurarak, her topluma bir peygamber gönderildiğini haber vermektedir. Ancak Kur’an’da Allah peygamberlerin sayısını bildirmemiştir. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır “Ey Muhammed! Ant olsun, senden önce de birçok peygamber gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık” Mümin suresi, ayet 78 Peygamberlerden 25 tanesi Kur’an’da yer almaktadır. Onların isimleri şöyledir Âdem as Kur’an’da adı 25 defa geçmektedir. İlk insan, ilk peygamber, ilk örtünen, toprağı ilk işleyendir. Allah onun cesedini topraktan yaratmıştır. Daha sonra eş olsun diye Havva’yı yaratmıştır. Kendisine kitap olarak 10 sayfa İdris asKur’an’da adı 2 defa geçmektedir. Astronomi ve matematikle ilk uğraşan, ilk defa iğne ile dikiş diken ve elbise yaparak giyen, ölçü ve tartı aletlerini ilk defa kullanan, ilkyazı yazanın olduğu rivayet edilir. Kendisine 30 sayfalık kitap Nuh asKur’an’da adı 43 defa geçmektedir. Kur’an’ın 71. suresi onun adını taşımaktadır. Kavminden kendisini çok az kişi iman etmiştir. Karısı ve çocuklarından biri de iman etmeyenler arasındadır. Nuh tufanından sonra yeni bir nesil Hz. Hud asKur’an’da adı 10 defa geçmektedir. Kur’an’ın 11. suresi onun adını taşımaktadır. Yaşadıkları yer olan İrem şehrinde, yüksek binalar inşa etme yarışına girmiş Âd kavmine gönderilmiştir. Ticaretle Hz. Salih asKur’an’da adı 8 defa geçmektedir. Dağları ve yüksek kayaları oyarak inşa ettikleri görkemli evlerle ünlü Semud kavmine gönderilmiştir. Semudlular kendilerine denemek için gönderilen Salih’in devesini öldürdüler. Ticaretle İbrahim asKur’an’da adı 69 defa geçmektedir. Kur’an’ın 14. sure onun adını taşımaktadır. Oğlu Hz. İsmail as ile birlikte Kâbe’yi inşa etmiştir. Çok misafirperver biriydi. Kurban kesmeyi bize o öğretmiştir. Kendisine 10 sayfalık kitap verilmiştir. Babil hükümdarı Nemrut tarafından ateşe atılmış, ateş kendisini yakmamıştır. Allah’ın dostu olarak Lût asKur’an’da adı 27 defa geçmektedir. Hz. İbrahim’e as iman eden ilk kişidir, onunla birlikte hicret İsmail asKur’an’da adı 12 defa geçmektedir. Çobanlık yapmıştır. Babası Hz. İbrahim as ile birlikte Kâbe’yi inşa etmiştir. Hacla ilgili pek çok merasim ve kurban kesme konularında Hz. İbrahim as ile birlikte Müslümanlara örnek olmuştur. Hz. Muhammed as onun soyundan İshak asKur’an’da adı 15 defa geçmektedir. Hz. İbrahim’in as oğludur. İsrailoğullarına gönderilen, Kur’an’da adı geçen bütün peygamberlerin Yakup asKur’an’da adı 16 defa geçmektedir. Hz. İbrahim’in as torunudur. Evlat acısı ile evlat ihaneti ile imtihan edilmiştir. Oğlu Hz. Yusuf’un as acısı dolayısıyla gözleri kapanmış, sonra ona kavuşmasıyla yeniden açılmıştır. Mısır’a gitmeden önce Filistin civarında peygamberlik Yusuf asKur’an’da adı 27 defa geçmektedir. Kur’an’ın 12. suresi onun adını taşımaktadır. Yakub’un 12 oğlundan en çok sevdiği oğludur. Kardeşleri kendisini kıskanmışlar, kuyuya atmışlardır. Kendisine rüyaları yorumlama yeteneği verilmiştir. Bu bilgi ve yeteneği sayesinde Mısır’a yönetici olmuştur. Kur’an’da toplu olarak bir sürede, baştan sona anlatılan tek kıssa onunkidir. Bu kıssa Kur’an’da “kıssaların güzeli” olarak Şuayb asKur’an’da 11 defa geçmektedir. Hitabet yeteneğinden ötürü “Peygamberlerin Hatibi” olarak anılmıştır. Ölçü ve tartıda hile yapan Meyden ve Eyke halkına gönderilmiştir. Kızlarından biriyle Hz. Musa Musa asKur’an’da adı 136 defa geçmektedir. Kur’an’da kendisinden ve mücadelesinden en çok bahsedilen peygamberdir. Hz. Şuayb’ın as damadıdır. İsrailoğulların’a peygamber olarak gönderilmiştir. İsrailoğulları onun önderliğinde Mısır’dan çıkmışlardır. Kendisine Tevrat Harun asKur’an’da adı 20 defa geçmektedir. Hz. Musa’nın as kardeşidir. Onun yardımcısı olarak görevlendirilmiştir. Hz. Musa Medyen’den Mısır’a dönünce Harun’a Allah’ın buyruklarını iletmiş, o da bunları kabul ederek Musa’ya yardımcı olmuştur. Güzel konuşması ve hitabet yeteneği, en güçlü Davud asKur’an’da adı 16 defa geçmektedir. Sesi o kadar güzeldi ki sesine dağlar ve kuşlar eşlik ederdi. Önceleri Tâlût’un ordusunda bir asker olarak savaşmış, daha sonra Allah’ın kendisine verdiği peygamberlik ve hükümdarlıkla birlikte İsrailoğullarına kral olmuştur. Demirciydi. Kendisine Zebur Süleyman asKur’an’da adı 17 defa geçmektedir. Babası Hz. Davud’dur as. Babasının ölümünden sonra onu yerine hükümdar olmuştur. Bütün canlılarla konuşabilme yeteneğine sahipti. Emrinde bütün canlıları Eyyub asKur’an’da adı 4 defa geçmektedir. Çok ağır bir hastalık geçirmiş, sabrıyla sembol Zülkifl asKur’an’da adı 2 defa geçmektedir. Hz. Eyyub’un as oğludur. Sabreden, Allah’ın rahmetine ulaşan ve Salihlerden olduğu bildirilen Yunus asKur’an’da adı 4 defa geçmektedir. Kur’an’ın 10. suresi onun adını taşımaktadır. Asur devletinin başkenti olan Ninova halkına peygamber olarak İlyas asKur’an’da adı 3 defa geçmektedir. İsrailoğullarından Ba’l adlı bir puta tapan topluma peygamber olarak Elyesa asKur’an’da adı 2 defa geçmektedir. Hz. İlyas’a as yardımcı olarak Zekeriyya asKur’an’da adı 7 defa geçmektedir. Hazreti Süleyman as soyundandır. Kudüs’te Hz. Meryem’in himayesini üstlenmiş, ona koruyuculuk yapmıştır. İsrailoğulları tarafından şehit Yahya asKur’an’da adı 5 defa geçmektedir. Hz. Zekeriyya’nın as oğludur. Adı daha önce hiç kullanılmamış bir isimdir ve Allah tarafından konulmuştur. Hazreti İsa’nın as Hz. İsa asKur’an’da adı 25 defa geçmektedir. Babasız olarak doğmuştur. Daha beşikteyken konuşmuştur. Ölüleri diriltmiş, hastaları ve körleri iyileştirmiştir. Onun doğduğu sene miladi takvimin başlangıcı kabul edilir. Kendisine İncil Muhammed asKur’an’da adı 4 defa geçmektedir. Kur’an’ın 47. suresi onun adını taşımaktadır. Son peygamberdir. Bütün insanlığa gönderilmiştir. Kendisine Kur’ankerim peygamberlerin dışında, Kur’an’da Meryem, Lokman, Zülkarneyn, Üzeyir gibi örnek kişilerden de bahsedilir. Hz. Muhammed peygamberlerin sonuncusudurEn son gönderilen, İslam peygamberi Hz. Muhammed’dir. Ondan sonra Allah tarafından başka bir peygamber gönderilmeyecektir. Kur’an’da konu ile ilgili olarak şöyle buyrulur “Muhammed… Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.” Ahzab, ayet 10 Bir Müslüman’ın Allah’ın gönderdiği bütün peygamberlere inanması farzdırİslam’a göre, peygamberlere inanmak dinin en önemli esaslarından biridir. Her Müslüman Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gönderilmiş bütün peygamberlere iman etmesi farzdır. Bu nedenle bütün peygamberlerin Allah tarafından gönderildiğini kabul etmek, aralarında herhangi bir ayırım yapmamak her müminin en temel görevidir. Anlatım Osman Ay Meal Fihrist A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z Güzel Kurani kerimimizde geçen peygamberler ile ilgili ayetler. Kuranda geçen peygamberler ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte. Kuranda peygamberler ile alakali tahmini 76 ayet geçiyor 287 - Celâlim hakkı için Musa'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gönderdik, hele Meryem oğlu İsa'ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu'l-Kudüs ile de destekledik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz? 2253 - O işaret olunan resuller yok mu, biz onların bazısını, bazısından üstün kıldık. İçlerinden kimi var ki Allah, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı. Biz Meryem oğlu İsa'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l-Kudüs Cebrail ile kuvvetlendirdik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilâfa düştüler, kimi iman etti, kimi inkâr etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat Allah dilediğini yapar. 2285 - Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır." dediler. 3144 - Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye eski dininize mi döneceksiniz? Kim böyle geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır. 3179 - Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip gaybı bildirir. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır. 3183 - "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu." diyenlere de ki "Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onları niçin öldürdünüz?" 3184 - Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı. 3194 - "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin". 4136 - Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a, ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapıklığın en koyusuna düşmüş olur. 4152 - Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara Allah pek yakında mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. 4164 - Daha önce sana anlattığımız peygamberlerle, anlatmadığımız başka peygamberlere de vahyettik. Ve Allah Musa ile de konuştu. 4165 - Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir. 519 - Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada size Resulümüz geldi, gerçekleri açıklıyor ki, yarın kıyamet gününde "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyiniz. İşte müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah, her şeye kadirdir. 532 - Bunun içindir ki, İsrâiloğulları'na "Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur" hükmünü yazdık farz kıldık. Şüphesiz ki onlara peygamberlerimiz açık delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onların birçoğu yeryüzünde aşırı gitmektedirler. 575 - Meryem'in oğlu Mesih İsa, sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar! 5109 - Allah, Resulleri topladığı gün" Size ne cevap verildi? "der. "Bizim bilgimiz yok" derler, "gizlileri bilen yalnız sensin, sen!". 610 - Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıverdi. 634 - Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir. 6124 - Onlara bir âyet geldiği zaman "Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz" derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suçlu olanlara, yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir. 6130 - Allah "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" deyince onlar "Kendi aleyhimize şahidiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler. 735 - Ey Âdemoğulları! Size içinizden peygamberler gelip âyetlerimi anlattıklarında, kim Allah'tan korkar ve kendini düzeltirse, işte onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. 743 - Orada kalblerinde bulunan kini çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler." derler. Onlara şöyle seslenilir "İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz". 753 - İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği verdiği haberler ortaya çıktığı gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti. 7101 - İşte o ülkeler ki, sana onların haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller mucizeler getirmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi. İşte o kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler. 970 - Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semûd'un, İbrahim Kavmi'nin, Medyen Ashabı'nın ve o mü'tefikelerin haberi gelmedi mi? Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmetmiş değildi, lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. 1013 - Andolsun ki, sizden önceki devirlerin bir çok kavmini, peygamberleri kendilerine bir çok belge ile geldikleri halde zulmettikleri ve imana gelmedikleri için helak ettik. İşte günahkârlar topluluğunu biz böyle cezalandırırız. 1074 - Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik. Onlara açık mucizelerle geldiler. Fakat onlar bir defa yalan dediklerine sonuna kadar bir türlü inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz. 10103 - Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. İşte biz böyleyiz. Müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir görevdir. 1159 - İşte Âd kavmi buydu. Rablerinin âyetlerini bile bile inkâr ettiler ve peygamberlerine isyan ettiler. Başa geçen her zorbanın emrine uyup arkasından gittiler. 11120 - Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatıştıracak olanlardan her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir. 12110 - Nihayet peygamberleri onların iman etmelerinden ümit kesecek hale gelince ve kendilerinin yalancı durumuna düştüklerini sanınca, onlara yardımımız geldi, yetişti; dilediklerimiz kurtarıldı. Suçlular topluluğundan bizim azabımız geri çevrilemez. 1332 - Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onları cezalandırdım. O vakit azabım nasıl imiş gördüler. 1338 - Andolsun ki, biz senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değildir. Her ecel için bir yazı vardır. 149 - Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki "Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz." 1410 - Peygamberleri dedi ki "Gökleri ve yeri yaratan, Allah hakkında da şüphe mi var? O, sizi günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirlenmiş bir süreye kadar size müsade ediyor." Onlar da "Siz sadece bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. O halde bize apaçık bir delil getirin!" dediler. 1411 - Peygamberleri onlara dediler ki "Evet biz ancak sizin gibi bir insanız, ama Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Ve Allah'ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Müminler ancak Allah'a dayansınlar. 1413 - İnkâr edenler peygamberlerine dediler ki "Ya sizi mutlaka yurdumuzdan çıkaracağız, ya da mutlaka dinimize döneceksiniz!" Rableri de onlara "Zâlimleri mutlaka helak edeceğiz" diye vahyetti. 1444 - Ey Peygamber! İnsanları, azabın geleceği gün ile korkut. O gün, zalimler şöyle diyecekler "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir zamana kadar ertele de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım." Onlara "Daha önce ahirete intikal etmeyeceğinize dair yemin etmemiş miydiniz?" denilir. 1447 - O halde sakın Allah'ın peygamberlerine olan vaadinden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah her şeye galiptir, intikam sahibidir. 1635 - Allah'a ortak koşanlar dediler ki "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebliğden, ibarettir. 1776 - Ey Muhammed! Yakında seni yurdundan çıkarmak için, muhakkak ki rahatsız edecekler ve o takdirde onlar da senin ardından pek az kalacaklardır. 1777 - Bu, senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlerimiz hakkındaki sünnetimizdir. Bizim sünnetimizde herhangi bir değişme göremezsin. 18106 - İşte böyle, onların cezaları cehennemdir. Çünkü inkâr etmişler ve benim âyetlerimi, peygamberlerimi alaya almışlardır. 2141 - Yemin olsun ki, senden önce birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alay ettikleri şey azap kuşatıverdi. 2275 - Allah hem meleklerden, hem de insanlardan elçiler seçer. Şüphesiz Allah her şeyi işitir, her şeyi görür. 2344 - Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yokluğa yuvarladık ve onları efsâne yaptık. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme! 2351 - Ey peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yiyin; güzel amel ve hareketlerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı bilirim. 2537 - Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır. 2931 - Elçilerimiz İbrahim'e iki oğul vereceğimize dair müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler "Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir." 2933 - Elçilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkında tasalandı. Ve onları düşünmesi sebebiyle takatten düştü. O'na "Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de, aileni de kurtaracağız. Yalnız azabda kalacaklar arasında bulunan karın müstesna" dediler. 309 - Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Toprağı sürmüşler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardı. 3047 - Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu. 3445 - Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Hem bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine eremediler. Peygamberlerimi yalanladılar, ama beni inkâr edişin sonu nasıl oldu? 351 - Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur. O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gerçekten Allah her şeye kâdirdir. 354 - Eğer onlar seni yalanlıyorlarsa, senden önce birçok peygamberler de yalanlandılar. Bütün işler Allah'a döndürülür. 3525 - Seni yalanlıyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi. 3814 - Hepsi de gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu. 3971 - İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir. Nihayet oraya vardıklarında kapıları açılır ve bekçileri onlara "İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar da "Evet geldi" derler. Fakat kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu. 4022 - O, şundandı Onlara peygamberleri apaçık delillerle geliyorlardı. Ama onlar inkâr ettiler. Allah da tuttu kendilerini alıverdi. Çünkü O'nun kuvveti çok, azabı şiddetlidir. 4050 - Bekçiler de "Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı?" diye sorarlar. Onlar "Evet" derler. Bekçiler "Öyle ise kendiniz dua edin" derler. Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır. 4051 - Biz peygamberimize ve inananlara hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde kıyamette elbette yardım ederiz. 4070 - Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler, artık ilerde bilecekler. 4078 - Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır. Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. Batıl bir dava peşinde koşanlar, işte bu noktada hüsrana uğrarlar. 4083 - Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi. 4114 - Onlara Allah'tan başkasına kulluk etmeyin diye önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği zaman "Eğer Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi. Biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeylere inanmayız." dediler. 4143 - Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberlere söylenenden başka bir şey söylenmiyor. Şüphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir. 4345 - Ey Muhammed! Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de sor, biz Rahman olan Allah'tan başka kendisine ibadet edilecek ilâhlar yapmış mıyız? 469 - Ey Muhammed! De ki "Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. 4635 - Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için azab hususunda acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi? 5719 - Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. 5721 - Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberine inananlar için hazırlanmış olup, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. 5725 - Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür. 5727 - Sonra bunların izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır. 5821 - Allah "Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz." diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galipdir. 596 - Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir. 658 - Nice kent var ki Rablerinin ve O'nun elçilerinin emrine başkaldırdı, biz de onları çetin bir hesaba çektik ve onlara görülmemiş şekilde azab ettik.

kuranda adı geçen peygamberlerin hikayeleri ile ilgili ayetler