SMEARTESTİ SERVİKAL SMEAR (RAHİM AĞZI KANSER TARAMA TESTİ) Serviks (rahim ağzı) kanseri, dünyada kadınlar arasında meme kanserinden sonra en yaygın jinekolojik kanserdir. Servikal kanser en sık 35-39 yaş ve 60-64 yaş arasında pik yapar. Vajinal enfeksiyon sonrası rahim ağzı (servikal) smear testi ile hücre taraması yapılır. Servikalpapsmeartesti sonucuna göre tedavi planlanır. Servikalsmear testinde normal dışı hücre Smeartesti, halk arasında “rahim ağzı kanser testi”, “rahim ağzı kanser taraması” gibi isimlerle bilinmektedir. Serviks kanseri için bir tarama yöntemi olan smear testini, 1941 yılında ilk kez yapan kişi patolog George Papanicolaou olduğu için onun soyadının kısaltması olan “PAP” sözcüğü de smear testinin SmearTesti Nedir? Başta rahim ağzı ( serviks ) kanseri olmak üzere rahim ağzındaki hücresel düzensizlik ve kanser öncüsü hücrelerin ve enfeksiyonların saptanmasında kullanılan smear testi ayrıca PapSmear Testi - Simir Testi. Pap Smear. Servikste (rahim ağzı) kanser başlangıcı olabilecek hücre değişikliklerini saptayan basit bir testtir. Bazen Pap smear ile enfeksiyon belirtileri de saptanır. Bu bir erken teşhis yöntemidir. Yukarıdaki resim CIN1 denilen kanser öncesi lezyonu düşündüren bir Smear örneğidir. 42jj. Servisit Rahim Ağzı Enfeksiyonu Servisit, serviksin yani rahim ağzının enfeksiyonudur. Rahim ağzında bol lökosit içeren ve iltihab SMEAR TESTİ KADINLARIN YILLIK OLARAK DÜZENLİ YAPILMASINI ÖNERDİĞİMİZ ÇOK BASİT ANCAK ÖNEMLİ TARAMA TESTLERİNDEN BİRİDİR. Smear fırçası TÜM KADINLARA YILLIK OLARAK YAPILMASI ÖNERİLEN TEST PAPSMEAR Rahimağzı kanseri ve bu dokudan gelişen kanser öncüsü lezyonlar vajina iç yüzeyini döşeyen dokuyla rahimağzının iç yüzeyini döşeyen dokunun kesiştiği transformasyon zonu değişim bölgesi adı verilen bölgede başlar. Rahimağzının iç yüzeyini döşeyen epitel hücreleri salgı yapıcı glanduler özellikler taşırlarken, vajinanın iç yüzey hücreleri bu dokuyu çeşitli dış etkenlere karşı bakteriler, virüsler, cinsel ilişkinin "aşındırıcı" etkileri korumakla görevli yassı epitel skuamöz yapıda hücrelerdir. Buraya değişim bölgesi adı verilmesinin nedeni bu bölgede birbirinden farklı bu iki hücre türünün yakın komşulukta olması ve değişik yapıları nedeniyle sürekli birbirleriyle "geçimsiz" olmalarıdır. Kısaca söylemek gerekirse bu bölgede bir hücre türü diğer hücrenin sınırlarının ilerisine geçerek o bölgede kendi hakimiyetini kurmak istemekte ve bu nedenle burada hücreler adeta bir sınır savaşı halinde bulunmaktadırlar. Bölgede sürekli bir yıkım-yenilenme söz konusudur. Bu esnada sürekli olarak bazı hücreler atılır ve yenisiyle değiştirilir. Papsmear incelemesi değişim bölgesindeki hücre örneklerinin jinekolojik muayene esnasında alınıp mikroskop altında incelenmesidir. Rahimağzı kanseri ve kanser öncüsü lezyonlar sıklıkla değişim bölgesinden başladığından, bu bölgeden toplanan hücrelerin mikroskopla incelenmesi bize değerli bilgiler verir. Toplanan hücrelerin mikroskop altındaki yapısal özelliklerine bakarak hücrelerin normal olarak devam eden yenilenme sürecinde oldukları veya kanserleşme eğilimi gösterdikleri burada kanserleşme eğilimi kanser öncüsü lezyonları tarif etmek için kullanılmıştır belirlenebilmekte ve başlamış bir kanser durumunda kanser hücrelerin kendisi gözlenebilmektedir. Bu resimde normal bir papsmear incelemesinin mikroskopik fotoğrafını görüyorsunuz. Resmi aşağıda CIN I saptanmış olan bir hastanın resmiyle karşılaştırınız. Okuyucuya bile aşikar olan bu farklılık patoloji uzmanının normalle sorunlu papsmear arasındaki ayrımı etkili bir şekilde yapılmasını sağlar. Yandaki resimde "atipik" özellikleri olan ve hücrelerin çeşitli özelliklerine bakılarak CIN I tanısı konmuş bir papsmear incelemesinin mikroskopik fotoğrafı görülmektedir. Değişim bölgesinde hücrelerde habisleşme yönünde eğilimler başladığında bu durum kendini mikroskop altında "atipik görünüm" şeklinde gösterir. Atipik tanımı burada alışılmışın dışında hücreler görüldüğünü anlatmakla birlikte her atipik görünüm kanserleşme eğilimini yansıtmaz. Atipik hücreler gözlendiğinde patolog önerisine göre papsmear ilaç tedavisi sonrası tekrarlanır, veya aşağıda anlatılacağı gibi bölgeden biyopsi alınarak ileri inceleme yapılır. Rahimağzı kanseri uzun bir "kuluçka dönemi" olan bir hastalıktır. Hücrelerde atipikleşme yani kanser öncüsü lezyonların ortaya çıkmasından kanser oluşumuna kadar geçen süre 5-10 yıl arasında ve bazı durumlarda daha uzudur. Rahimağzı kanseri ve özellikle de ileri evre rahim ağzı kanseri şifa ile sonuçlanma olasılığı düşük, kanser öncüsü lezyon aşamasında veya çok erken evre kanser aşamasında yakalandığında şifa ile sonuçlanma olasılığı oldukça yüksek bir hastalıktır. Bu nedenle erken tanı ve etkili bir tedavi çok önemlidir. Papsmear kanser öncüsü lezyonları yakalayabilen bir inceleme olarak bu konuda insanoğluna büyük yararlar sağlamaya devam etmektedir. Papsmear 1941'den beri kullanılan bir kanser tarama testidir ve bugüne kadar geliştirilmiş kanser erken tanı yöntemleri arasında en etkili olanıdır. kullanılmaya başlandığından bugüne kadar rahimağzı kanserinden ölümde yaklaşık %70 oranında azalma gerçekleşmiştir. Böyle etkili bir kanser tarama testi mevcut olmasına karşın ülkemizde kadınlarımızın çoğu bu yöntemi bilmemekte veya gözardı etmektedirler. Ülkemizde rahimağzı kanserine yakalanan kadınların sorgulamasında %80'inden fazlasında bu testin hiçbir zaman yapılmadığı veya düzenli olarak yapılmadığı ortaya çıkmaktadır. Papsmear nasıl uygulanır? Papsmear jinekolojik muayenenin bir parçasıdır ve muayenenin spekulumla "metal aletle" inceleme aşamasında rahimağzına ve iç kısmına yerleştirilen genellikle fırça şeklindeki özel bir çubuk yardımıyla rahimağzı salgısı alınmasından ibarettir. İşlem 15-30 saniye sürer ve tümüyle ağrısızdır. İşleme bağlı olarak ve özellikle enfeksiyonu olanlarda işlem sonrası hafif kanama olsa da bu kanama kısa zamanda kendiliğinden durur. Çubuğun uç kısmında toplanan salgı daha sonra doktor tarafından lam adı verilen mikroskop camına sürülerek yayılır ve hemen özel bir sprey sıkılmak veya özel bir sıvıda bekletmek suretiyle sabitlenir ve korunma altına alını. Bu sabitleme işlemi papsmeardan daha iyi sonuç alınabilmesi açısından önemlidir. Üzerine yayma yapılmış bu mikroskop camı teknik adı yayma preparat laboratuvarda özel boyalarla boyanır ve daha sonra patoloji uzmanı tarafından dikkatlice incelenir. Sonuç 2-7 gün arasında çıkar. Son yıllarda smear testinin hassasiyetini artırmaya yönelik olarak sıvı bazlı likit smear incelemesi devreye sokulmuştur. Burada smear çubuğu özel bir sıvı içinde laboratuvara gönderilmektedir. Gebelikte papsmear uygulanabilir mi? En uygunu gebelik planlandığında jinekoloji uzmanına başvurulması ve bu esnada rutin jinekolojik muayenede papsmear alınmasıdır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda gebeliğin erken dönemlerinde veya şüpheli bir durum olduğunda aşırı akıntı, ilişki sonrası kanamanın başka bir nedene bağlanamaması gibi gebeliğin herhangi bir döneminde alınabilir ve bu incelemenin düşük veya erken doğuma yol açması beklenmez. Papsmear incelemesi ne gibi bilgiler verir? Papsmear incelemesi temelde bir kanser tarama testidir. Hedefi rahimağzı kanseri öncüsü lezyonları yakalamaktır. Kanserin kesin tanısı rahimağzından numune biyopsi alınarak dokunun patoloji uzmanı tarafından incelenmesiyle konur. Ancak her kadına biyopsi almak yerine papsmear incelemesinde şüpheli bulgulara rastlandığında biyopsi almak elbette ki daha etkili bir yöntemdir. Papsmear incelemesi doktora hangi kadından biyopsi alınması gerektiği konusunda yol gösteren bir incelemedir. Papsmear incelemesinde ek olarak bakteri, trikomonas, mantar ve HPV genital siğil yapan virüs enfeksiyonlarının dolaylı olarak tanısı konabilir. HPV Human papilloma Virus enfeksiyonu hiç bir belirti vermese de papsmearda HPV'den etkilenmiş hücrelerin koilosit hücreleri görülmesiyle ortaya çıkarılabilir. HPV enfeksiyonuyla rahimağzı kanseri arasındaki muhtemel yakın ilişki nedeniyle bu tanı önemlidir. Papsmear bazı durumlarda vajina ve rahim iç tabakası kanseri hakkında da dolaylı bilgiler verebilir. Servikal erozyon "rahimağzı yarası" Halk arasında "yara" olarak bilinen hastalık aslında değişim bölgesinin rahimağzı içindeki salgı yapıcı hücrelerin değişim bölgesindeki zaferinden başka bir şey değildir. Yazının en başında bahsedilen "savaş" bu hücreler tarafından kazanılmış ve vajinanın yassı epitel hücreleri erozyon yoluyla "eritilmiştir". Bu erime spekulum muayenesinde rahimağzı üzerine "kızarık" bir görünüm kazandırır ve doktor tarafından halk diline "yara" olarak tercüme edilir. Bu "yara" akıntı şikayeti dışında bir sorun yaratmayabilir ve çoğu durumda muayene esnasında tesadüfen saptanır. Rahimağzı yarası görünüm olara kanser veya kanser öncüsü lezyonlarla karışabileceğinden, saptandığında mutlaka papsmear alınarak durum değerlendirmesi yapılır. Papsmear raporunda da erozyon tanısı doğrulanır. Erozyon, papsmear incelemesi yapıldıktan sonra mutlaka kriyoterapi ile dondurarak veya koterizasyonla yakılarak giderilmesi önerilen bir durumdur. Papsmear ne sıklıkla uygulanmalıdır? Cinsel yönden aktif hale gelen her kadın yıllık jinekolojik muayeneler için başvurmalı ve bu esnada papsmear kontrolleri yapılmalıdır. İki normal papsmear sonrası, papsmear yapılma sıklığı iki yılda bire indirilebilir. Yıllık jinekolojik muayeneler ömür boyu sürdürülmelidir. Papsmear için en uygun zaman adet döngüsünün hangi günleridir? Papsmear için en uygun zaman adet kanaması tamamen bittikten sonraki günler olmakla birlikte kanamanın olmadığı herhangi bir zamanda alınabilir. Adet kanaması veya başka bir nedenle kanama olduğunda papsmear alınsa da teknik zorluklar nedeniyle yorumlanamayabilir. Papsmear uygulamasının daha etkili olabilmesi için bir gün önceden cinsel ilişkide bulunulmamalı ve vajina içi yıkanmamalıdır. Papsmear sonuçları güvenilir midir? Papsmear sonucunun güvenilirliğini etkileyen en önemli faktörler usulüne uygun alınması doğru zamanlama, usulüne uygun teknik kullanarak bol miktarda hücre toplama, alındıktan hemen sonra sabitleme işleminin uygulanması gibi ve patolojik incelemenin tecrübeli bir patoloji uzmanınca dikkatli bir şekilde yapılmasıdır. Ancak bu şartların tümü yerine geldiğinde ve papsmear sonucu normal geldiğinde bunun %100 olasılıkla kanser olmadığı anlamına gelmediği unutulmamalıdır. Papsmear raporunda şüpheli bir durum ortaya çıktığında da bu tanının genellikle kolposkopi "büyüteç" veya kolposkopi altında biyopsi ile doğrulanması önerilir. Papsmear sonuç raporunda neler bildirilir? Raporda patoloji uzmanı tarafından öncelikle bildirilmesi gereken alınan hücrelerin inceleme için yeterli olup olmadığıdır. Çeşitli nedenlerle numunenin sabitlenme işlemine tabi tutulmaması nedeniyle kurumuş olması, hücre sayısının yetersiz olması, kan veya yoğun iltihabi hücreler nedeniyle diğer hücrelerin incelenememesi gibi patoloji uzmanı yeniden numune alınmasını isteyebilir. Raporda diğer belirtilmesi gereken, sonucun patolog gözüyle normal olup olmadığı, anormal bulgular varsa anormalliğin ne olduğu ve ileri inceleme gerekip gerekmediğidir. Papsmear raporları patoloji uzmanının benimsediği ekole göre çeşitli sınıflama sistemlerinden biri veya bu üç sınıflamanın her biri ayrı ayrı temel alınarak yazılır aşağıda yer alan tabloya bakınız. Hem doktorların hem de hastaların alışkın olduğu ve Papsmear incelemesinin geliştiricisi olan Dr. Papanicolau'nun adının verildiği sınıflamaya göre Class I hücrelerde hiçbir sorun olmadığını, Class II ise hücrelerde enfeksiyona bağlı bazı değişikliklerin olduğunu tanımlar. Class III ve üzeri mutlaka kolposkopi ve biyopsi ile ileri inceleme gerektiren durumları belirtmek için kullanılan ifadelerdir. Papsmear incelemesinde hücrelerde bir sorun saptandığında Papanicolau sınıflamasına ek olarak patoloji uzmanlarının çoğu sorunu Tanımlamaya Dayalı Sisteme göre de tarif ederler. Burada sorun "hücrelerde atipi" yani şekil değişikliği, "hücrelerde koilositik atipi" yani HPV'ye bağlı değişikliği veya "CIN, I, CIN II, CIN III", yani kanser öncüsü lezyonlar şeklinde tanımlanır. Bethesda sistemi de Tanımlamaya Dayalı Sisteme benzer bir şekilde hücrelerdeki şekil değişikliklerini ve kanser öncüsü lezyonları kendi terminolojisine göre tanımlar. Aşağıdaki tabloda en çok kullanılan Papsmear raporlama sistemleri görülmektedir. Etiketler smear testi , smear testi nedir , papsmear nedir , papsmear nasıl uygulanır , gebelikte papsmear uygulanabilir mi , papsmear incelemesi , servikal erozyon , rahim ağzı yarası , rahim ağzı yarası tedavisi 0 232 323 61 71 ONLINE RANDEVU ANASAYFA HAKKIMIZDA HİZMETLERİMİZ KLİNİĞİMİZ MAKALELER FOTOĞRAFLAR VİDEOLAR Videolar İLETİŞİM 21 Mayıs 2019 Smear testi, rahim ağzını serviks değerlendirmek üzere yapılan bir tarama testi. Rahim ağzında kanser ya da kanser öncüsü hücresel değişikliklerin olup olmadığını anlamamıza yarar. Kadın muayenesi esnasında rahim ağzından bir fırça ya da tahta spatula ile alınan sürüntünün cam üstüne ince yayma veya özel bir sıvı içine yayılması ile yapılır. Smear testi yapmak ağrısız bir işlemdir ve jinekolojik muayenenin basit bir parçasıdır. Tüm kanser tarama testleri arasında en etkili olan tarama testi, rahim ağzı kanser tarama testidir. Tamamen temiz görünen rahim ağzından sürüntü ile alınan hücrelerde, gözle görülemeyecek, kanser öncüsü prekanseröz bulguların olup olmadığını gösterir. Rahim ağzı kanserlerinde en önemli etken; Human Papilloma Virüs HPV. Hastada HPV’nin olması yüksek riskli bir durumu gösterir. Smear testinin yanında ayrıca HPV taramasının da yapılması çok önemli. Hastada HPV olmaması rahim ağzı ile ilgili bir riskin bulunmadığını gösterir. Rahim ağzı kanser taraması olan smear testine 21 yaşından itibaren başlıyoruz. Cinsel yaşamı başlamamış olan bakire kadınlarda bu testi yapmıyoruz. Smear testi temiz geldiğinde testi 3 yıl arayla tekrarlıyoruz. Smear testinde bir sorun varsa gereken diğer yaklaşımları kolposkopi, biyopsi, LEEP, konizasyon uyguluyoruz. Hastalarımıza, 30 yaş ve üzerinde ise smear ile beraber HPV taraması yapıyoruz, bunun adı Co-test. Co-test temiz ise test aralığını 5 yıla çıkarıyoruz. Smear testi 65-70 yaşına kadar devam ettirilir ve son 10 yılda yapılan smear testleri temiz ise artık test yapılmaz. Bazı özel hasta grupları rahim ağzı kanseri açısından yüksek risklidir. – Anne karnında DiEtilStilbestrol DES isimli hormona maruz kalanlar, – HIV pozitif olanlar, – Bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi alanlar kemoterapi ve kronik kortikosteroid tedavi alanlarda daha sık aralıklarla smear taraması yapılmalıdır. 1458 Son Güncelleme 1458 TAKİP ET Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Yücel Karaman ’ Smear testi başta rahim ağzı kanseri, rahim ağzındaki hücresel düzensizlik ve enfeksiyonların saptanmasında kullanılan ve hayati önem taşıyan bir taramadır. Bu yüzden kadınların yılda 1 kez düzenli olarak jinekolojik muayene ve smear testi yaptırması olası kanser riskinin de önüne geçiyor’’ diye belirtti. Rahim ağzı kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olarak biliniyor. Genetik faktörlerin yanı sıra yaşam şekli, düzensiz beslenme gibi birçok faktör rahim ağzı kanserine sebebiyet veriyor. Uzmanlar ise erken tanı ve tedavi için tarama programlarının büyük önem taşıdığını belirtiyor. Bu kapsamda her kadının düzenli olarak smear testi yaptırması gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Yücel Karaman ’ Rahim ağzı tarama testlerinin düzenli yapılması kanser ve kanser öncüsü durumların erken teşhis edilmesini sağlıyor. Hücrelerin kansere dönüşmeden erken teşhis ile tedaviye başlanması ise çoğu zaman hayat kurtarıyor. Rahim ağzından sürüntü alınması ile mikroskop altında inceleme yapılarak sonuca varılıyor. Sonucun anormal olması durumunda uzman hekim tarafından detaylı bir inceleme yapılması gerekiyor’’ dedi. ’JİNEKOLOJİK MUAYENE İHMAL EDİLMEMELİ’’ Halk arasında rahim ağzı testi ya da sürüntü testi olarak bilinen smear testi, jinekolojik muayenenin bir parçası olarak uygulanıyor. Cinsel hayatı başlayan her kadının düzenli olarak jinekolojik muayenesini yaptırması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karaman ’Cinsel ilişkiye başlayan her kadının smear testini yaptırması gerekiyor. Genellikle 21 yaşından itibaren düzenli muayenelerin ve testlerin yapılmasını öneriyoruz. Ancak erken yaşta cinsel ilişki yaşayan ve muayene sırasında enfeksiyon, yara, siğil gibi bulguların görülmesi durumunda da smear testi uygulanabiliyor. Jinekolojik muayene sırasında özel bir fırça ile rahim ağzı bölgesinden sürüntü alınıyor. Bu yüzden smear testi son derece kolay bir yöntem olurken, ağrıya da sebep olmaz’’ dedi. ’SONUÇ SİZİ KORKUTMASIN’’ Smear testinin sonuçları kimi zaman değişiklik gösterebiliyor. Ancak anormal çıkan sonuçlarda hastaya uygulanan tedavilerle birlikte olası hastalıklarında önüne geçilebiliyor. Bu kapsamda sonuçları doktora göstermeden hastaların korkuya kapılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karaman ’Test sonuçlarında kimi zaman pozitif veya anormal sonuçlara rastlamak hastanın kanser olduğu anlamına gelmemektedir. Test sonucu negatif olan kişi de bir sorun görülmez. Ancak kimi zaman HPV enfeksiyonuna bağlı olarak sonuçlar anormal olarak çıkabiliyor. Smear testinde sonucun anormal veya pozitif çıkması durumunda anormal sonucun nedenine ve derecesine bakılır. Sonuçların ASCUS, ASC-H, LGSIL, HGSIL veya AGC şeklinde çıkması sonucunda ise hasta ileri değerlendirmeye alınır. Daha detaylı bir inceleme yapılacak ise hastadan kolposkopi, rahim ağzından biyopsi gibi işlemlerin yapılması istenir’’ diye belirtti. ’HAMİLELER TEST YAPTIRABİLİR Mİ?’’ Anne olmak isteyen her kadının gebe kalmadan önce düzenli jinekolojik muayene ve testlerini yaptırması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Karaman ’ Hamilelerin smear testi yaptırmalarında bir sakınca yoktur. Hatta tarama testlerinin gebe kalmadan önce ve gebelik sırasında da yapılması sağlıklı bir hamilelik için büyük önem taşıyor’’ dedi.

rahim ağzı yarası smear testi