Nûh aleyhisselam kavminin bu tutumu karşısında aslâ yılmadan, tebliğ vazîfesine devâm ettiği hâlde, onların bir türlü îmâna gelmeyeceklerini iyice anladı. Bunun üzerine meâlen şöyle dua ettiği Kur’ân-ı kerîm’de bildirilmektedir: “Nuh (aleyhisselam) dedi ki: “Ey Rabbim! Yeryüzünde, hareket eden hiçbir kâfiri HazretiNuh Tufanı'nda yapılmış olan gemi, Ağrı Dağı'nın eteklerine kurulmuş olduğu söylenilir. Gemiye alınan hayvan sayısını bilemeyiz. Hem hadislerde veya ayetlerde sayısına yer verilmemiştir , ayrıca günümüz ve yüzyıllar öncesinde bulunan hayvanlar , yaşam şartları , iklimler bu hayvan sayısının değişeceğini bizlere açıklıyor. Yeryüzünde iki “Âl” (aile) vardır: Birisi “İbrahim’in âl”i, diğeri de “Muhammed’in (a.s.m.) âl”i. Zaten onlara her namazda dua ediyoruz. Onun hayatını adımız gibi bilmemiz gerektiğinden o güzel babayı sizin havsalanıza havale ediyorum. (Bahsedilen hadiseler Kur’an’ın birçok suresinde geçtiği için tek tek Hz. Nuh, ikinci Adem olarak anılır. Tufandan sonra insan zürriyeti, Hz. Nuh'un oğullarından türemiştir. Hz. Nuh'un 3 oğlu vardı: Ham, Sam, Yafes. Ham, Habeş ve Afrikalıların, Sam Arapların, Yafes de Türklerin atası olarak bilinmektedir. Şimdi yeryüzünde yaşayan tüm insanlar, bu üçünün soyundan gelmektedir.[6][7] Hz. Şit onlar ile cihad etti. Bu savaşta kılıç kullandı. Nuh aleyhisselam gemiye her hayvandan birer çift aldı. 150 gün geçtikten sonra Bu iki ülkede ayrı ayrı mücadelede 9Ua0v. İniş Sırasına Göre KAMER SURESİ İniş Sırası 37 • Mushaf Sırası 54 • Mekki Sure • 55 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 9. Onlardan önce Nuh kavmi de Rasûlleri yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve “Bu adam bir mecnundur” dediler. O çok engellendi/incitildi! 10. Bunun üzerine Rabbine şöyle dua etti “İşte ben mağlup oldum, bana yardım et!” 11. Biz de bardaktan boşanırcasına akan bir su ile, gökyüzünün kapılarını açtık. 12. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. Kesin ölçülerle plânlanmış bir işin olması için sular birleşti. 13. Onu levhalardan yapılmış ve çivilerle çakılmış şey gemi üzerinde taşıdık. 14. Bizim gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilmiş olan kimseye Nuh’a bir mükâfat olarak! 15. Ant olsun, onu bir ibret olarak bıraktık. Düşünüp de ibret alan yok mudur? 16. Azabım ve uyarılarım nasılmış?! 17. Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur? ARAF SURESİ İniş Sırası 39 • Mushaf Sırası 7 • Mekki Sure • 206 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 59. Ant olsun, Nuh’u kavmine gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin. Sizin O’ndan başka İlâhınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum.” 60. Kavminden ileri gelenler dediler ki “Gerçekten biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz.” 61. Nuh “Ey kavmim” dedi “Bende bir sapmışlık yoktur. Ben sadece âlemlerin Rabbi’nden bir elçiyim. 62. Rabbimin gönderdiklerini size iletiyorum, size nasihat ediyorum. Allah tarafından gelen vahiyle, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. 63. Size Rabbinizden bir hatırlatma gelmesine şaştınız mı; içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtası ile? Korunun ve merhamete/bağışlanmaya layık olun!” 64. Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ve ayetlerimizi yalanlayanları boğduk. Çünkü onlar, görüp düşünmeyen bir kavim idiler. ŞUARA SURESİ İniş Sırası 47 • Mushaf Sırası 26 • Mekki Sure • 227 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 105. Nuh’un Kavmi de elçileri yalanladı. 106. Hani kardeşleri Nuh onlara demişti ki “Korunup sakınmaz mısınız? 107. Şüphesiz ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim! 108. Öyleyse Allah’tan sakının ve bana itaat edin. 109. Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, benim ücretim âlemlerin Rabbine aittir. 110. Öyleyse Allah’tan sakının ve bana itaat edin.” 111. Dediler ki “Biz sana inanır mıyız? Adî, rezil kişiler sana tâbi olmuşken.” 112. Nuh dedi ki “Onların yapıyor olduklarının iç yüzlerini bilemem. 113. Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Eğer şuur ve anlayışınız varsa! 114. Ben inananları kovacak değilim! 115. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” 116. Dediler ki “Ey Nuh! Eğer vazgeçmezsen taşlananlardan olacaksın.” 117. Nuh “Rabbim!” dedi. “Kavmim beni yalanladı. 118. Onlarla benim aramı iyice aç! Beni ve inananlardan benimle beraber olan kimseleri kurtar.” 119. Onu ve onunla birlikte bulunan kimseleri kurtardık, yük dolu gemi içinde! 120. Sonra bunun ardından geride kalanları boğduk. 121. Şüphesiz bunda bir ayet/ibret vardır. Onların birçoğu yine de inanmıyorlar. 122. Şüphesiz O Rabbin; üstün olandır, merhamet edendir. YUNUS SURESİ İniş Sırası 51 • Mushaf Sırası 10 • Mekki Sure • 109 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 71. Şimdi Artık onlara Nuh’un haberini oku. Hani bir zaman kavmine demişti ki “Ey kavmim! Benim konumum/makamım ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse ben Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla beraber toplanıp emrinizi/işinizi kararlaştırın da sonra kararınız üzerinize bir dert olmasın! Bundan sonra da kararınızı bana uygulayın! Bana hiçbir fırsat da vermeyin! 72. Eğer yüz çevirdiyseniz çevirin! Sizden hiçbir ücret istemedim/talep etmedim ki! Benim ücretim Allah’a aittir. Ve ben müslümanlardan olmakla emrolundum.” 73. Yine de onu yalanladılar. Biz de onu ve gemi içinde onunla birlikte bulunanları kurtardık. Onları halifeler/öncekilere varisler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayan kimseleri de boğduk. Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu? HUD SURESİ İniş Sırası 52 • Mushaf Sırası 11 • Mekki Sure • 123 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 25. Ant olsun Nuh’u kavmine şöyle söylesin diye gönderdik “Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım”. 26. “Allah’tan başkasına kul olmayın. Ben sizin için acı bir günün azabından korkuyorum.” 27. Kavminden inkârcı ileri gelenler, dediler ki “Biz seni de bizim gibi bir insan görüyoruz ve sana, bizim kıt görüşlü, rezillerimizden başkasının uyduğunu görmüyoruz. Ve ilk bakışta; bize karşı, herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, sizin yalancılar olduğunuzu sanıyoruz!” 28. “Ey ulusum!” dedi; “Bakınız eğer ben Rabbimden bir kanıt üzerinde isem ve kendi katından bana bir iyilik vermişse; siz görmek istemedikten sonra, sizi ona zorlayabilir miyiz? Siz onu istemediğiniz halde! 29. Ey ulusum! Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim sadece Allah’a aittir. Ben gerçekten var olanlara iman eden kimseleri kovacak değilim. Şüphesiz onlar, Rablerinin huzuruna gideceklerdir. Fakat ben sizi, cahillik eden bir kavim olarak görüyorum. 30. Ey ulusum! Eğer onları kovarsam, Allah’a karşı bana kim yardım eder? Hiç düşünüp öğüt almıyor musunuz? 31. Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmem. Ben bir meleğim de demiyorum. Ve gözlerinizin hor gördüğü kimseler için; Allah onlara bir hayır vermeyecektir’ de demem. Onların içinde olanı, Allah daha iyi bilir. Gerçekten, o zaman ben zalimlerden olurum.” 32. “Ey Nuh!” dediler “Ant olsun, bizimle mücadele ettin. Bizimle mücadelede çok ileri gittin. Haydi, bizi tehdit ettiğin şeyi bize getir artık! Eğer doğrulardan isen!” 33. Dedi ki “Ancak Allah dilerse onu size getirir ve siz de güçsüz bırakıp engel olamazsınız! 34. Nasihatim size fayda vermiyor size nasihat etmeyi istesem de!.. Eğer, Allah sizi azgınlığınızda özgür bırakmayı dilemişse, O, sizin Rabbinizdir. Ve O’nun huzuruna döndürülürsünüz.” 35. Elçimiz Muhammed’e ”Kendisi bunu uydurdu” diyorlar, öyle mi? De ki “Eğer onu uydurmuşsam suçu benim üzerime olsun. Ve ben sizin işlediğiniz suçlardan uzağım.” 36. Ve Nuh’a şöyle vahyolundu “Gerçek şu ki, kavminden iman etmiş olanlardan başkalarının inanmasını beklemeden, onların yapıyor olduklarından dolayı üzülmeden, 37. Nezaretimiz altında ve vahyimiz gereğince gemiyi yap. Zulmeden kişiler hakkında Bana yalvarma. Onlar mutlaka boğulacaklardır.” 38. Gemiyi yapıyordu ve kavminden ileri gelenler onun yanından geçtikçe, onunla alay ediyorlardı. Dedi ki “Eğer, siz bizimle alay ederseniz, şüphesiz biz de sizinle alay edeceğiz, sizin alay ettiğiniz gibi!.. 39. Yakında bileceksiniz, insanı rezil eden azap kime geliyor ve sürekli azap kimin üzerine konuyor.” 40. Nihayet emrimiz gelip yerden sular kaynayınca, dedik ki “Herşeyden birer çifti, azabı hak eden suçlu kimseler hariç olmak üzere; aileni ve iman eden kimseleri bindir.” Zaten, onunla birlikte pek az kimse inanmıştı. 41. Dedi ki “Onun içine binin. Onun akıp gitmesi de durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim; çok bağışlayandır, çok esirgeyicidir.” 42. Ve o, dağlar gibi dalgalar içinden onları geçirirken, Nuh, bir kenarda duran oğluna seslendi “Yavrucuğum! Bizimle beraber bin, inkârcılarla beraber olma!” 43. “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. “Bugün Allah’ın emrinden, esirgeyici olandan başka sığınılacak yoktur” dedi. Aralarına dalga girdi ve o da boğulanlardan oldu. 44. “Ey yeryüzü! Suyunu yut!’ Ey gökyüzü! Sen de tut!’ denildi.” Su çekildi, iş bitirildi. Cûdi üzerine oturdu. “Zalimler topluluğu imha olsun!” denildi. 45. Nuh Rabbine yalvararak seslendi “Rabbim!” dedi. “Oğlum benim ailemdendir. Şüphesiz Senin sözün gerçektir. Sen hâkimlerin hâkimisin, karar verensin!..” 46. Allah “Ey Nuh!” dedi; “O senin ailenden değildir. Duan/bu isteğin salih olmayan bir ameldir/iştir! Hakkında bilgin olmayan bir şeyi Benden isteme! Kuşkusuz Ben sana, cahillerden olmamanı öğütlerim.” 47. “Rabbim!” dedi. “Ben Sana sığınırım; hakkında bilgim olmayan bir şeyi Senden istemekten! Eğer beni bağışlamazsan ve bana merhamet etmezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.” 48. “Ey Nuh!” denildi. “Sana ve seninle olan kimselerden oluşan toplumlar üzerine, Bizden bir esenlikle ve bereketlerle in. Öyle toplumlar var ki; onları bir süre yaşatıp geçindiririz, sonra onlara acı bir azap dokunur.” 49. Bütün Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce ne sen onları biliyordun, ne de kavmin! Sabret öyleyse. Şüphesiz, sonuç korunup sakınanlarındır. SAFFAT SURESİ İniş Sırası 56 • Mushaf Sırası 37 • Mekki Sure • 182 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 75. Ant olsun, Nuh Bize yalvarmıştı da Biz, ne güzel karşılık vermiştik. 76. Onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık. 77. Ve onun soyunu da kalıcı kıldık. 78. Ve onu gelecek nesiller övgüyle ansın. 79. Âlemler içinde Nuh’a selâm olsun! 80. Biz, iyi davrananları, işte böyle ödüllendiririz! 81. Şüphesiz o, inanan kullarımızdandı. 82. Sonra, diğerlerini boğduk. NUH SURESİ İniş Sırası 71 • Mushaf Sırası 71 • Mekki Sure • 28 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 1. Şüphesiz Biz Nuh’u, “Kendilerine acı bir azap yetişmeden önce, halkını uyar” diye kavmine gönderdik. 2. Dedi ki “Ey kavmim! Ben, sizin için apaçık bir uyarıcıyım. 3. Allah’a kulluk edin, O’ndan sakının ve bana uyun ki; 4. günahlarınızı bağışlasın ve sizi, bir süreye kadar ertelesin. Allah’ın emri geldiği zaman, kesinlikle ertelenmez, ne olurdu bilmiş olsaydınız!” 5. Dedi ki “Rabbim! Ben kavmimi gece-gündüz davet ettim. 6. Benim davetim ancak onların kaçışlarını artırdı. 7. Doğrusu ben onları, kendilerini affedip bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, giysilerine büründüler ve direndiler. Büyüklendikçe büyüklendiler! 8. Doğrusu ben onları açık açık çağırdım. 9. Sonra onlara, hem ilân ederek/açıktan söyledim/tebliğde bulundum, hem de herbirine ayrı ayrı söyledim. 10. Rabbinizden bağışlanma dileyin; şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır’ dedim. 11. “Ta ki; size, gökten bol yağmur göndersin. 12. Sizi mallarla ve çocuklarla desteklesin. Size bahçeler versin, sizin için nehirler akıtsın. 13. Size ne oluyor ki; Allah’tan bir vakar/büyüklük ummuyorsunuz? 14. Oysa O, sizi aşamadan aşamaya geçirerek yaratmıştır. 15. Görmediniz mi? Allah yedi kat göğü nasıl uygun tabakalar halinde yaratmıştır? 16. Bunlar içinde Ay’ı yansıyan bir nur/ışık yapmış, Güneş’i de aydınlatıcı bir lâmba kılmıştır. 17. Allah sizi yerden bir bitki gibi bitirdi. 18. Sonra sizi yine oraya döndürür ve bir çıkarışla mutlaka yeniden çıkarır. 19. Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır. 20. Öyle ki onda, geniş yollar edinip dolaşabilesiniz diye!” 21. Nuh dedi ki “Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; mal ve çocukları, kendisine kayıptan başka bir şey artırmayan bir kimseye uydular! 22. Ve çok büyük tuzaklar kurdular! 23. Dediler ki “Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Ve sakın bırakmayın; ne Vedd’i aşk tanrısını, ne Suvâ’ı nesli verdiği sanılan putları, ne Yeğus’u yağmur tanrısını, ne Yeûk’u kuvvet tanrısını ve ne de Nesr’i gök tanrısını.” 24. Onlar birçok kimseleri saptırdılar. Sen de zalimlere şaşkınlıktan başka bir şey artırma!” 25. Hatalarından dolayı boğuldular ve ateşe sokuldular. Allah’tan başka yardımcılar da bulamadılar. 26. Nuh dedi ki “Rabbim! Yeryüzünde inkârcıların tüten tek bir ocağını bırakma! 27. Çünkü, Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar. Ve onlar doğurduklarını; suçlu, kâfir bir kişi olarak yetiştiriyorlar! 28. Rabbim! Beni, anamı-babamı ve inanmış olarak evime giren kimseyi, gerçeklere inanan erkekleri ve gerçeklere inanan kadınları bağışla. Hain zalimlerin ise, ancak yıkımlarını artır!” ENBİYA SURESİ İniş Sırası 73 • Mushaf Sırası 21 • Mekki Sure • 112 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 76. Ve Nuh’u da hatırla! Hani o, daha önce Bize yalvarmıştı. Biz de onun duasını kabul ettik. Kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık. 77. Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı, ona yardım ettik. Gerçekten onlar, kötülük halkı olmuşlardı. Biz de, onların tümünü boğduk. MÜMİNUN SURESİ İniş Sırası 74 • Mushaf Sırası 23 • Mekki Sure • 118 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 23. Ve yine, gerçek şu ki; Nuh’u kavmine gönderdik, dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kul olun. Sizin için, O’ndan başka bir İlâh yoktur! Artık korunup sakınmaz mısınız?” 24. Kavminden inkârcı ileri gelenler, dediler ki “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Size üstün gelmeyi istiyor! Eğer Allah dileseydi, elbette birtakım melekleri indirirdi. Biz, evvelki atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik! 25. Bu, ancak kendisinde mecnunluk bulunan bir adamdır. Hele, onu bir süreye kadar gözetleyin bakalım!” 26. Nuh “Beni yalanlamaları karşısında, bana yardım et Rabbim!” dedi. 27. Biz de ona şöyle vahyettik “Bizim gözetimimizde ve vahyimizle gemiyi yap. Emrimiz gelip de tandır kaynayınca/sular yükselince, her cinsten/canlıdan birer çift ile aileni gemiye bindir. Onlardan, aleyhlerine azap sözü geçmiş olan kimseler hariç! Zulmedenler hakkında Bana yalvarma! Çünkü onlar, mutlaka boğulacaklardır! 28. Sen ve yanında bulunanlar gemiye yerleştiğiniz zaman “Bizi, zalim kavimden kurtaran Allah’a övgüler olsun!” de. 29. De ki “Rabbim! Beni kutlu bir inişle indir. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın!” 30. Bu olayın içinde belgeler vardır. Yaptığımız sadece ağır bir imtihandan geçirmektir. 31. Sonra, onların Adem’den Nuh’a kadarki ilk neslin ardından, başka bir nesil var ettik. 32. Onlara da kendi içlerinden “Allah’a kulluk edin. Sizin için, O’ndan başka hiçbir İlâh yoktur! Korunup sakınmaz mısınız?” diyen, bir elçi gönderdik. 33. Onun kavminden inkârcı olan, ahiret buluşmasını yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında lükse izin verdiğimiz ileri gelenler dediler ki “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor ve içtiklerinizden de içiyor! 34. Eğer, sizin gibi bir insana itaat ederseniz, o zaman siz, mutlaka kayba uğrayanlar olursunuz! 35. O size; öldüğünüz, toz toprak ve kemik yığını haline geldiğiniz zaman kesinlikle, yeniden dirileceğinizi/hayata çıkarılacağınızı mı vadediyor? 36. Heyhat! Size vadolunan şey ne kadar uzak, ne kadar! 37. Bizim için hayat ancak bu dünya hayatımızdır. Yaşarız ve ölürüz! Biz tekrar diriltilecek değiliz! 38. Bu adam sadece Allah’a karşı yalan uyduran bir adamdır! Ve biz ona inanıcı değiliz.” 39. Dedi ki “Rabbim! Beni yalanlamaları karşısında bana yardım et.” 40. Allah buyurdu “Pek yakında, onlar pişman olanlardan olacaklar.” 41. Derken, gerçekten korkunç bir ses onları yakaladı. Onları bir sel süprüntüsü haline getirdik! O zalimlerin toplumu uzak olsun! ANKEBUT SURESİ İniş Sırası 85 • Mushaf Sırası 29 • Mekki Sure • 69 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 14. Ant olsun, Biz Nuh’u kavmine gönderdik; bin seneden elli yıl eksik olmak üzere onların içinde kaldı. Sonunda, onlar zulüm yapmakta iken tufan kendilerini yakaladı. 15. Nihayet Biz onu ve gemi arkadaşlarını kurtardık. Bunu âlemler için bir ibret yaptık. 10 Şubat 2015 Salı yazildi. Nuh hakkinda genel bilgilerNuh aleyhisselam, Idris aleyhisselam'dan sonra gelen peygamberdir. Peygamberlerin büyükleri olan ve kendilerine Ülü'l-azm » azm edilen denilen alti peygamberden ikincisidir Bu alti büyük peygamber sunlardir Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve peygamberimiz Muhammed Mustafa . Bunun nedeni kavminin Nuh tufani diye adlandirilan gazap ile cezalandirilmalarindandir. Nuh'un hayatiHz. Nuh, Idris aleyhisselamin göge cikarildiktan sonra azan insanlara peygamber olarak gönderildi. Insanlar putlara tapmaya basladi. Cenab-i Hak bunun icin Nuh aleyhisselami peygamber olarak gönderdi. O zaman 50 yasinda idi. Yillarca insanlari dine davet etti, putlara tapinmaktan sakindirdi ve Allahü Tealaya ibadet etmelerini söyledi. Ama Nuh aleyhisselama kendi oglu Yam yani Ken'an bile iman etmedi, hatta alaya alip iskence ettiler Andolsun ki Nuh'u elci olarak kavmine gönderdik. Dedi ki Ey kavmim ! Allah'a kulluk edin, sizin ondan baska tanriniz yoktur. Dogrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabindan korkuyorum » A'raf, 59 . Nuh aleyhisselam insanlarin davetine icabet etmedikleri icin onlara beddua etti Rabbim! Sen de bu zalimlerin ancak saskinliklarini artir » Nuh, 24 . Allahü Teala da bundan sonra Nuh aleyhisselam gemi yapmasini emretti Gözlerimizin önünde ve vahyimiz emrimiz uyarinca gemiyi yap ve zulmedenler hakkinda bana bir sey söyleme ! Onlar mutlaka bogulacaklardir ! » Hud, 37 . Gemi bitince tufan oldu denizler tasti ve her taraf su oldu. Nuh aleyhisselam sayisi 80 kisi kadar olan mü'minler ile 3 katli olan gemiye bindi. Nuh aleyhisselam gemiye her hayvandan birer cift aldi. Oglu Ken'an'i da gemiye almak istedi, ama o "Beni sudan koruyacak bir daga siginacagim" dedi, gemiye binmedi ve hemen bir dalga onu alip bogdu. Allah Teala da Nuh aleyhisselamin bu oglu hakkinda af dilemesine karsilik ... Ey Nuh ! O asla senin ailenden degildir. Cünkü onun yaptigi kötü bir istir. O halde hakkinda bilgin olmayan bir seyi benden isteme.... » Hud, 46 buyurdu. Sular daglari asti, insanlar ve hayvanlar telef oldu. 150 gün gectikten sonra Allahü Teala Yere suyunu cek; göge ey gök sen de yagmurunu tut » buyurdu ve bunun üzerine yagmur durdu, sular cekildi. Gemi Irak'taki Cudi dagina oturdu. Hz. Nuh'a inanip kurtulan insanlar ac olduklari ve dagda yiyecek olmadigi icin Nuh aleyhisselamin emri üzerine ellerinde olan bütün yiyecekleri birlestirdiler ve böylece ilk defa Asure yemegini yaptilar. Insanlar Nuh aleyhisselamin 3 oglu Sam, Ham ve Yafes'ten türedigi icin Hz. Nuh'a ikinci Adem de denir. Nuh aleyhisselamin 1000 yasinda vefat ettigi söyleniyor, ama Kur'an-i Kerim'de Andolsun ki biz Nuh'u kavmine gönderdik de o 1000 yildan 50 yil eksik bir süre yanlarinda kaldi.... » El-Ankebut, 14 geciyor. . Hz. Nuh gemicilerin ve marangozlarin piri sayilir, cünki bu isleri Allah'in ihsaniyla ilk defa o yapmistir. 3. Nuh suresiNuh suresi Mekke'de nazil olup 28 ayettir. Hatt-i Osman'a göre 71. suredir. Nuh aleyhisselamin kavmine gönderilisini ve Nuh tufanini anlattigi icin sureye bu ad verilmistir. Peygamberimiz Hz. Nuh hakkinda Nuh aleyhisselam 'Bismillah' ve 'Elhamdülillah' demeden büyük olsun, kücük olsun herhangi bir is yapmazdi. Bu sebeple Allahü Teala onu 'Cok sükredici bir kul' olarak isimlendirdi » Taberani; Ibn-i Cebir buyurdu. Bediüzzaman Said Nursi de Nuh tufani hakkinda sunlari yazmistir Padisah-i bimisal, kavm-i Nuh'un mahvi icin semavat ve arza emir vermis. Vazifelerini yaptiktan sonra ferman ediyor " Ey arz! Suyunu yut. Ey sema! Dur, isin bitti. Su cekildi. Dagin basinda me'mur-u Ilahinin cadir vazifesini gören gemisi kuruldu. Zalimler cezalarini buldular." Iste su uslubun ulviyetine bak. " Zemin ve gök iki muti' asker gibi emir dinler, itaat ederler " diyor. Iste su uslub isaret eder ki, insanin isyanindan kainat kiziyor. Semâvat ve arz hiddete geliyorlar. Ve su isaretle der ki " Yer ve gök iki muti asker gibi emirlerine bakar bir Zata isyan edilmez, edilmemeli..." » Nuh'un evladlarina vasiyeti Bunlardan ilk ikisini birakmayiniz, ikisini de hazer ediniz yapmayiniz 1. La ilahe illallah2. Subhanallah vebi hamdihiy'dir3. Gavurluktan sakinin4. Kibir 'den sizi nehyederim » ________________ oOo ________________ Faydalandigim eserler Kur'an-i Kerim ve aciklamali Türkce meali, Kral Fahd Matbaasi, Medine-Münevvere, 1992 Bediüzzaman Said Nursi, Sözler,, Sözler yayinevi, Istanbul, 1993 Medineli Osman Akfirat, Ilahi emirler, Istanbul, tarihsiz SAD SURESİ İniş Sırası 38 • Mushaf Sırası 38 • Mekki Sure • 88 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 30. Süleyman’ı da... Davud’a evlât olarak verdik. Ne güzel bir kul! Hep bize yönelirdi. 31. Hani, safkan koşu atları öğleden sonra ona sunulmuştu. 32. Ve demişti ki “Gerçekten ben mal sevgisi atları sevmek ile meşgulken, Rabbimi anmaktan uzak kaldım.” Nihayet atlar perdenin arkasına girince; 33. “Onları bana getirin!” dedi. Ayaklarını/bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı. 34. Ant olsun Süleyman’a, yaptığının zikrimizden uzak kalmasının karşılığını sunduk. Tahtının üzerinde bir ceset kımıldayamaz durumuna getirdik. Sonra, yöneldi. 35. Dedi ki “Rabbim, beni bağışla! Ve benden sonra, hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk/krallık bana ver. Şüphesiz Sen, bütün isteklere dualara karşılık verensin.” 36. Biz de onun emrine, istediği yere emri ile yumuşakça akıp giden rüzgârı verdik. 37. Her bina ustasını, Süleyman’a inci çıkarmak için, dalgıçlık yapan azılı suçlu tutukluları 38. ve zincirlere bağlı olan diğerlerini. 39. “İşte bu bizim bağışımızdır. Artık sen de istersen ver ya da istersen tut! Hesap yok” dedik. 40. Şüphesiz ki, onun için Bizim katımızda bir yakınlık ve güzel bir dönüş yeri/ağırlanışı vardır. NEML SURESİ İniş Sırası 48 • Mushaf Sırası 27 • Mekki Sure • 93 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 15. Ve gerçek şu ki, Biz Davud’a ve Süleyman’a bir ilim verdik. Dediler ki “İnanan kullarının birçoğundan bizi farklı kılan Allah’a övgüler olsun!” 16. Süleyman Davud’a mirasçı oldu. Dedi ki “Ey insanlar! Bize kuşların dili öğretildi ve bize her şeyden bol miktarda verildi. Şüphesiz bu apaçık bir bağıştır!” 17. Süleyman’ın huzurunda, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan olan orduları toplandı. Onların hepsi düzenli olarak sevk ediliyordu! 18. Nihayet, karınca vadisine geldikleri zaman bir karınca dedi ki “Ey karıncalar! Meskenlerinize girin ki Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi çiğnemesin.” 19. Süleyman onun sözüne tebessüm etti. Dedi ki “Rabbim, bana ve anneme-babama lütfettiğin nimetine şükretmeye ve beğeneceğin faydalı iş yapmaya beni muvaffak kıl. Ve beni, rahmetinle salih kullarının arasına kat!” 20. Kuşları teftiş etti. Dedi ki “Neden Hüthüt’ü göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu? 21. Ona şiddetli bir azap ile azap edeceğim! Ya da onu keseceğim! Veya bana apaçık bir delil getirecek.” 22. Ama çok geçmeden Hüthüt çıkageldi. Dedi ki “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sana Sebe’den doğru bir haber getirdim. 23. Onlara hükümdarlık yapan bir kadın buldum; kendisine çok imkân verilmiş, onun büyük bir tahtı var! 24. Halkını ve onu, Allah’ın dışında Güneş’e secde ediyorlarken gördüm. Şeytan onlara işlerini süslemiş, onları doğru yoldan çevirmiş. Bu yüzden onlar doğru yolu bulamıyorlar!” 25. ”Allah’a secde etmeleri gerekmez miydi? Göklerde ve yeryüzünde gizleneni ortaya çıkaran ve gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da bilen, O Allah’a!.. 26. Allah! O’ndan başka İlâh yoktur! Büyük Arşın sahibi!” 27. Süleyman dedi ki “Bakacağız, doğru mu söyledin yoksa yalancılardan mı oldun. 28. Bu mektubumu götür onlara bırak. Sonra onlardan biraz geri çekil. Neye başvuruyorlar bir bak!” 29. Kraliçe dedi ki “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı. 30. O Süleyman’dandır. Özü şu Rahmân ve Rahîm Allah’ın adına’; 31. sakın bana karşı büyüklük taslamayın ve bana teslim olarak’ gelin!” 32. Dedi ki “Ey ileri gelenler! Bana işim hakkında fikir verin. Ben hiçbir işi kestirip atan birisi olmadım, sizin bana yol göstermeniz olmadıkça!” 33. Dediler ki “Biz güç sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. Sen ne buyurursan buyur emir senindir.” 34. Dedi ki “Krallar bir kente girdikleri zaman orayı bozarlar, halkının ileri gelenlerini alçaltıp perişan ederler. İşte böyle davranırlar. 35. Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakalım elçiler ne ile dönecekler.” 36. Süleyman’a geldiği zaman “Bana mal ile yardımda mı bulunuyorsunuz?” dedi. “Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. Aksine hediyenizle siz sevinirsiniz!” 37. “Onlara dön zorlu savaşçılarız diyenlere! Biz onlara kendisine karşı konulamaz bir orduyla geliriz. Onları oradan horlanmışlar ve alçalmışlar olarak sürüp çıkarırız!” 38. Süleyman Dedi ki “Ey ileri gelenler! Onun tahtını hanginiz bana getirebilir? Bana teslim olarak gelmelerinden önce.” 39. Cinden bir ifrit dedi ki “Sen makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm. Gerçekten benim bunu yapacak güvenilir bir gücüm var.” 40. O kitaptan bilgisi olan kişi dedi ki; “Sen gözünü açıp kapamadan onu sana getiririm.” Süleyman arşı yanı başında, sapasağlam görünce; "bu Sahibimin ikramıdır" dedi. Beni denemek içindir; şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü? Kim şükrederse şükrünün faydasını görür. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Sahibimin kimseye ihtiyacı yoktur, o, iyilik sahibidir.” 41. Süleyman dedi ki “Tahtını onun için tanınmaz hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi? Yoksa tanıyamayan kimselerden mi olacak?” 42. Geldiği zaman orada biri tarafından “Senin tahtın da böyle mi?” diye soruldu. “Tıpkı o/sanki bunun gibiydi!” dedi. Yanındakiler, tahtın asıl yerinden kaybolduğunu haber almışlardı “Bu bilgi daha önce bize bildirilmişti. Ve biz teslim olarak geldik.” 43. Oysa onu Allah dışında taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü o inkâr eden bir toplumdan idi. 44. Ona “Köşke gir!” denildi. Köşkü görünce onun zeminini derin su sandı ve eteğini çekti. Süleyman dedi ki “Bu camdan yapılmış saydam bir zemindir.” Kraliçe dedi ki “Rabbim, gerçekten ben nefsime zulmetmişim! Artık Süleyman’la birlikte, alemlerin Rabbi Allah’a teslim oldum.” SEBE SURESİ İniş Sırası 58 • Mushaf Sırası 34 • Mekki Sure • 54 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 12. Sabahleyin bir aylık, öğleden sonra da bir aylık mesafe katettiren rüzgarı Süleyman'ın emrine verdik; bakır madeni kaynağını da onun için su gibi akıttık. Sahibinin izniyle, yanında iş gören cinleri de emrine verdik. Onlardan hangisi emrimizden çıksa ona alevli ateş azabını tattırırdık. 13. Süleyman ne isterse onu yapıyorlardı; değerli meskenler, heykeller, büyük havuzlara benzer çanaklar ve sabit kazanlar yaparlardı. Ey Davut ailesi! Şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır. 14. Süleyman’ın ölümünü gerçekleştirdiğimizde, düşmesini engelleyen şeyi minsee, kemiren bir kara hayvanı, onun öldüğünü ortaya çıkardı. Süleyman düşünce anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bileselerdi o aşağılayıcı azap içinde kalmayı sürdürmezlerdi. ENBİYA SURESİ İniş Sırası 73 • Mushaf Sırası 21 • Mekki Sure • 112 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 78. Davud'u ve Süleyman’ı da an, ikisinden de bahset. İkisi de ekin hakkında hüküm veriyorlardı, hani bir halkın davarları onun içinde otlatılmıştı. Biz de onların hükümlerine şahit idik. 79. Biz Süleyman’a yargıyı dava konusunu iyice inceden inceye, derinlemesine bellettik ve her birine bir hüküm/yargı gücü ve ilim verdik. Davud’a, kuşlarla beraber tesbih eden dağları boyun eğdirdik. Biz bunları yapanlarız! 80. Bir de ona, sizin için zırh yapma sanatı öğretmiştik; savaşın şiddetinden korusun diye. Ama, siz şükreden kimseler misiniz? 81. Fırtınalı rüzgârı da Süleyman’ın hizmetine vermiştik; içinde bereketler yarattığımız yere doğru, onun emriyle akıp giderdi! Biz, her şeyi bilenleriz! 82. Azılı suçlu tutukluların arasından da onun için, dalgıçlık yaparak inciler çıkaran ve bundan başka işlerde çalışan kimseleri de emrine vermiştik. Böylece onları, onun emrinde tutan/koruyan da Bizdik! NUH İLE İLGİLİ AYETLER… Ankebut Suresi, 14. ayet Andolsun, Biz Nuh’u kendi kavmine elçi olarak gönderdik, içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulme devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi. Ankebut Suresi, 15. ayet Böylece Biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu âlemlere bir ayet kendisinden ders çıkarılacak bir olay kılmış olduk. Ahzab Suresi, 7. ayet Hani Biz peygamberlerden kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık. Araf Suresi, 59. ayet Andolsun Biz Nuh’u kendi kavmine toplumuna gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım.” Araf Suresi, 60. ayet Kavminin önde gelenleri “Gerçekte biz seni açıkça bir şaşırmışlık ve sapmışlık’ içinde görüyoruz” dediler. Araf Suresi, 61. ayet O “Ey kavmim, bende bir şaşırmışlık ve sapmışlık’ yoktur; ama ben âlemlerin Rabbinden bir elçiyim.” dedi. Araf Suresi, 62. ayet “Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. Ayrıca Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah’tan biliyorum. Araf Suresi, 63. ayet “Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir kitap gelmesine mi şaştınız?” Araf Suresi, 64. ayet Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi. Araf Suresi, 69. ayet “Sizi uyarmak için aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir zikrin gelmesine mi şaşırdınız? Allah’ın Nuh kavminden sonra sizi halifeler kıldığını ve sizin yaratılışta gelişiminizi arttırdığını veya üstün kıldığını hatırlayın. Öyleyse Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluş bulasınız.” En’am Suresi, 84. ayet Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. Enbiya Suresi, 76. ayet Nuh da; daha önce çağrıda bulunduğu zaman, Biz onun çağrısına cevap verdik, onu ve ailesini büyük bir üzüntüden kurtardık. Enbiya Suresi, 77. ayet Ve ayetlerimizi yalanlayan kavimden ona yardım edip-öcünü aldık’. Şüphesiz onlar, kötü bir kavimdi, Biz de onların tümünü suya batırıp boğduk. Furkan Suresi, 37. ayet Nuh’un kavmi de, elçileri yalanlandıklarında onları suda boğduk ve insanlar için bir ayet kıldık. Biz zulmedenlere acıklı bir azap hazırladık. Hac Suresi, 42. ayet Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nuh, Ad, Semud kavmi de yalanlamıştı. Hadid Suresi, 26. ayet Andolsun, Biz Nuh’u ve İbrahim’i elçi olarak gönderdik, peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. Öyle iken, içlerinde hidayeti kabul edenler vardır, onlardan birçoğu da fasık olanlardır. Hud Suresi, 25. ayet Andolsun, Biz Nuh’u kavmine gönderdik. Onlara “Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp-korkutucuyum.” Hud Suresi, 26. ayet “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size gelecek olan acı bir günün azabından korkarım” dedi. Hud Suresi, 27. ayet Kavminden, ileri gelen inkârcılar “Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, biz sizi yalancılar sanıyoruz” dedi. Hud Suresi, 28. ayet Dedi ki “Ey kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana Kendi Katından bir rahmet vermiş de bu, sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?” Hud Suresi, 29. ayet “Ey Kavmim, ben sizden buna karşılık bir mal istemiyorum. Benim ecrim, yalnızca Allah’a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim. Onlar gerçekten Rablerine kavuşacaklar. Ancak ben sizi, cahillik etmekte olan bir kavim görüyorum. Hud Suresi, 30. ayet “Ey kavmim, ben onları kovarsam, Allah’tan gelecek azaba karşı bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?” Hud Suresi, 31. ayet “Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda bunun aksini yaparsam gerçekten o zaman zalimlerdenim demekdir.” Hud Suresi, 32. ayet Dediler ki “Ey Nuh, bizimle çekişip-durdun, bu çekişmede ileri de gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bize vadettiğini getir görelim.” Hud Suresi, 33. ayet Dedi ki “Eğer dilerse, onu size Allah getirir ve siz O’nu aciz bırakacak değilsiniz.” Hud Suresi, 34. ayet “Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.” Hud Suresi, 35. ayet Onlar “Bunu kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki “Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım.” Hud Suresi, 36. ayet Nuh’a vahye dildi “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.” Hud Suresi, 37. ayet “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda Bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda- boğulacaklardır.” Hud Suresi, 38. ayet Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu. O “Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz” dedi. Hud Suresi, 39. ayet “Artık, ilerde bileceksiniz. Aşağılatıcı azap kime gelecek ve sürekli azap kimin üstüne çökecek.” Hud Suresi, 40. ayet Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki “Her birinden ikişer çift hayvan ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle.” Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti. Hud Suresi, 41. ayet Dedi ki “Ona binin. Onun yüzmesi de, demir atması durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz, benim Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir.” Hud Suresi, 42. ayet Gemi Onlarla dağlar gibi dalgalar içinde yüzüyorken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi “Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kâfirlerle birlikte olma.” Hud Suresi, 43. ayet Oğlu Dedi ki “Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur.” Dedi ki “Bugün Allah’ın emrinden, esirgeyen olan Allah dan başka bir koruyucu yoktur.” Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu. Hud Suresi, 44. ayet Denildi ki “Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut.” Su çekildi, iş bitirili verdi, gemi de Cudi dağı üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da “Uzak olsunlar” denildi. Hud Suresi, 45. ayet Nuh, Rabbine seslendi. Dedi ki “Rabbim, şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve Senin vadin de doğrusu haktır. Sen hâkimlerin hâkimisin.” Hud Suresi, 46. ayet Dedi ki “Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş yapmıştır. Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi Benden isteme. Gerçekten Ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.” Hud Suresi, 47. ayet Dedi ki “Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.” Hud Suresi, 48. ayet “Ey Nuh” denildi. “Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine Bizden selam ve bereketlerle gemiden in. Sizden türeyecek diğer kâfir Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara Bizden acı bir azap dokunacaktır.” Hud Suresi, 49. ayet Bunlar Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz güzel olan sonuç takva sahiplerinindir. Hud Suresi, 89. ayet “Ey kavmim, bana karşı gelişiniz, sakın Nuh kavminin ya da Hud kavminin veya Salih kavminin başlarına gelenlerin bir benzerini size de isabet ettirmesin. Üstelik Lut kavmi size pek uzak değil.” İbrahim Suresi, 9. ayet Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah’tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp öfkelerinden ısırdılar ve dediler ki “Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.” İsra Suresi, 3. ayet Ey Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın çocukları! Şüphesiz o, şükreden bir kuldu. İsra Suresi, 17. ayet Biz, Nuh’tan sonra nice kuşakları yıkıma uğrattık. Kullarının günahlarını haber alıcı, görücü olarak Rabbin yeter. Kaf Suresi, 12. ayet Onlardan önce Nuh kavmi, Ress halkı ve Semud kavmi de yalanladı. Kamer Suresi, 9. ayet Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuz Nuhu yalanladılar ve “Delidir” dediler. O baskı altına alınıp engellenmişti.’ Kamer Suresi, 10. ayet Sonunda Rabbine dua etti “Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen bu kâfir toplumdan intikam al.” Kamer Suresi, 11. ayet Biz de bardaktan boşanırcasına akan’ bir su ile göğün kapılarını açtık. Kamer Suresi, 12. ayet Yeri de coşkun kaynaklar’ halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı hükmümüzü gerçekleştirmek üzere birleşti. Kamer Suresi, 13. ayet Ve onu da tahtalar ve çivilerle inşa edilmiş gemi üzerinde taşıdık; Kamer Suresi, 14. ayet Gözlerimiz önünde akıp-gitmekteydi. Kendisi ve getirdikleri İnkâr edilmiş-nankörlük edilmiş olan Nuha bir mükâfat olmak üzere. Kamer Suresi, 15. ayet Andolsun, Biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? Kamer Suresi, 16. ayet Şu halde Benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış? Meryem Suresi, 58. ayet İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Âdem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız insan nesillerinden, İbrahim ve İsrail Yakupin soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman olan Allah’ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar. Mü’min Suresi, 5. ayet Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra sayısı çok fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini susturmak için yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, batıla-dayanarak’ mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış? Mü’minun Suresi, 23. ayet Andolsun, Biz Nuh’u kendi kavmine elçi olarak gönderdik. Böylece kavmine dedi ki “Ey Kavmim, Allah’a kulluk edin. O’nun dışında sizin başka İlahınız yoktur, yine de sakınmayacak mısınız?” Mü’minun Suresi, 24. ayet Bunun üzerine, kavminden inkâra sapmış önde gelenler dediler ki “Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah öne sürdüklerini dilemiş olsaydı, muhakkak melekler indirirdi. Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz.” Mü’minun Suresi, 25. ayet “O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin.” Mü’minun Suresi, 26. ayet “Rabbim” dedi Nuh. “Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et.” Mü’minun Suresi, 27. ayet Böylelikle Biz ona “Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim Bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her tür hayvandan ikişer çift ile içlerinden aleyhlerine söz geçmiş azap gerekmiş olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır” diye vahyettik. Mü’minun Suresi, 28. ayet “Böylece sen, beraberinde olanlarla gemiye bindiğinde o zaman de ki “Bizi o zulmeden kavimden kurtaran Allah’a hamd olsun.” Mü’minun Suresi, 29. ayet Ve de ki “Rabbim, beni kutlu bir konakta indir, Sen konuklayanların en hayırlısısın.” Mü’minun Suresi, 30. ayet Hiç şüphesiz bunda ayetler vardır ve Biz gerçekten denemeden geçiririz. Mü’min Suresi, 31. ayet “Nuh kavmi, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer bir gün. Allah, kullar için zulüm istemez.” Necm Suresi, 52. ayet Daha önce Nuh kavmini de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar. Nisa Suresi, 163. ayet Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur verdik. Nuh Suresi, 1. ayet Şüphesiz, Biz Nuh’u; “Kavmini, onlara acı bir azap gelmeden evvel uyar” diye kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. Nuh Suresi, 2. ayet O da dedi ki “Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” Nuh Suresi, 3. ayet “Allah’a kulluk edin, O’ndan korkun ve bana itaat edin.” Nuh Suresi, 4. ayet “Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah’ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız.” Nuh Suresi, 5. ayet Dedi ki “Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz davet edip-durdum.” Nuh Suresi, 6. ayet “Fakat davet etmem, bir kaçıştan başkasını arttırmadı.” Nuh Suresi, 7. ayet “Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük gösterip-direttiler.’ Nuh Suresi, 8. ayet “Sonra onları açıktan açığa davet ettim.” Nuh Suresi, 9. ayet “Daha sonra davamı onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim.” Nuh Suresi, 10. ayet “Bundan böyle” dedim. “Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok bağışlayandır. Nuh Suresi, 11. ayet “Öyle yapın ki, Üzerinize gökten sağanak bol miktarda yağmur yağdırsın.” Nuh Suresi, 12. ayet “Size mallar ve çocuklarla yardımda bulunsun. Size ürün yüklü bağlar-bahçeler versin, ırmaklar da versin.” Nuh Suresi, 13. ayet “Size ne oluyor ki, Allah’tan bir vakarı ummuyorsunuz?” Nuh Suresi, 14. ayet “Oysa O, sizi gerçekten tavır yaratmıştır.” Nuh Suresi, 15. ayet “Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum mutabakat içinde yaratmıştır?” Nuh Suresi, 16. ayet “Ve ayı bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de aydınlatıcı ve yakıcı bir kandil yapmıştır.” Nuh Suresi, 17. ayet “Allah, sizi yerden bir bitki gibi bitirdi.” Nuh Suresi, 18. ayet “Sonra sizi yine oraya geri çevirecek ve sizi diriltici bir çıkarışla diriltip-çıkaracaktır.” Nuh Suresi, 19. ayet “Allah, yeri sizin için bir yaygı kıldı.” Nuh Suresi, 20. ayet “Öyle ki, onun içinde geniş yollarında gezip-dolaşırsınız, diye.” Nuh Suresi, 21. ayet Nuh “Rabbim, gerçekten onlar bana isyan ettiler; mal ve çocukları kendisine ziyandan başka bir şeyi artırmayan kimselere uydular.” Nuh Suresi, 22. ayet “Ve büyük büyük hileli-düzenler kurdular.” Nuh Suresi, 23. ayet “Ve dediler ki Kendi ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd’i, ne Suva’ı, ne Yeğus’u, ne Ye’uk’u ve ne de Nesr’i.” Nuh Suresi, 24. ayet “Böylece onlar, çoğu kimseyi şaşırtıp-saptırdılar. Sen de o zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.” Nuh Suresi, 25. ayet Bunlar, hataları dolayısıyla suda boğuldular, sonra ateşe sokuldular. O zaman da Allah’ın dışında hiçbir yardımcı bulamadılar. Nuh Suresi, 26. ayet Nuh “Rabbim, yeryüzünde kâfirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma.” dedi. Nuh Suresi, 27. ayet “Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükten sınırı aşan facir’den kâfirden başkasını doğurmazlar.” Nuh Suresi, 28. ayet “Rabbim, beni, annemi, babamı, Mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma.” Sad Suresi, 2. ayet Hayır; o inkâr edenler boş bir gurur ve bir parçalanma içindedirler. Saffat Suresi, 75. ayet Andolsun, Nuh Bize dua edip seslenmişti de, ne güzel icabet etmiştik. Saffat Suresi, 76. ayet Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık. Saffat Suresi, 77. ayet Ve onun soyunu, dünyada onları da baki kıldık. Saffat Suresi, 78. ayet Sonra gelenler arasında ona hayırlı ve şerefli bir isim bıraktık. Saffat Suresi, 79. ayet Âlemler içinde selam olsun Nuh’a. Saffat Suresi, 80. ayet Gerçekten Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Saffat Suresi, 81. ayet Şüphesiz o, Bizim Mü’min olan kullarımızdandı. Saffat Suresi, 82. ayet Sonra diğerlerini suda boğduk. Saffat Suresi, 83. ayet Doğrusu İbrahim de onun soyunun bir kolundandır. Şura Suresi, 13. ayet O “Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin” diye dinden Nuh’a vasiyet ettiğini ve sana vah yettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri’ etti bir şeriat kıldı. Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten Kendisi ne yöneleni hidayete erdirir. Şuara Suresi, 105. ayet Nuh kavmi de gönderilen peygamberleri yalanladı. Şuara Suresi, 106. ayet Hani onlara kardeşleri Nuh “Sakınmaz mısınız?” demişti. Şuara Suresi, 107. ayet “Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.” Şuara Suresi, 108. ayet “Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin.” Şuara Suresi, 109. ayet “Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir.” Şuara Suresi, 110. ayet “Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Şuara Suresi, 111. ayet Dediler ki “Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?” Şuara Suresi, 112. ayet Dedi ki “Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur.” Şuara Suresi, 113. ayet “Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız anlarsınız.” Şuara Suresi, 114. ayet “Ve ben Mü’min olanları kovacak değilim.” Şuara Suresi, 115. ayet “Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.” Şuara Suresi, 116. ayet Dediler ki “Eğer bu söylediklerine bir son vermeyecek olursan, gerçekten taşa tutulup kovulacaksın.” Şuara Suresi, 117. ayet Dedi ki “Rabbim, şüphesiz kavmim beni yalanladı.” Şuara Suresi, 118. ayet “Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar.” Şuara Suresi, 119. ayet Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları insan ve hayvanlarla yüklü gemi içinde kurtardık. Şuara Suresi, 120. ayet Sonra bunun ardından geride kalanları da suda-boğduk. Şuara Suresi, 121. ayet Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler. Tahrim Suresi, 10. ayet Allah, inkâr edenlere, Nuh’un eşini ve Lut un eşini örnek verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikâhları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, kocaları kendilerine Allah’tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de “Ateşe diğer girenlerle birlikte girin” denildi. Tevbe Suresi, 70. ayet Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, İbrahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan şehirlerin haberi gelmedi mi? Onlara resulleri apaçık deliller getirmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. Yunus Suresi, 71. ayet Onlara Nuh’un haberini oku. Hani kavmine demişti ki “Ey kavmim, benim makamım ve Allah’ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın veya tasa konusu olmasın, sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin. Yunus Suresi, 72. ayet Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Allah’a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum. Yunus Suresi, 73. ayet Fakat onu yalanladılar; Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak. Zariyat Suresi, 46. ayet Bundan önce Nuh kavmini de yıkıma uğrattık. Çünkü onlar da fasık bir kavim idi. Abdullah İbnu Amr radıyallâhu anhümâ anlatıyor “Rasûlullah aleyhissalatü vesselam ın “Nuh aleyhisselam Ramazan ve Kurban bayramları hariç, yıl orucu tutmuştur” dediğini işittim.” Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Nuh suresi hakkındaki hadisleri nelerdir? İşte Nuh Suresi İle İlgili bazı Hadisler. Nuh kavminde mevcut olan putlar sonradan Araplara intikal etmiştir. Şöyle ki Vedd adındaki put Devmetu’l-Cendel’de idi ve Kelb kabilesine aitti. Süva’ adındaki put Hüzeyl’in idi. Yeğüs adındaki put Murad kabilesine aitti. Sonra Benu Gutayf’ın oldu, Sebe’ye yakın Curf nam mevkideydi. Yeuk, Hamedan’a aitti. Nesr, Himyer’in, Al-i Zi’l-Kela’ın idi. Bu put isimleri aslında Nuh kavmindeki salih kimselere aitti. Şeytan bu salihler ölünce kavimlerine şu telkini yaptı “Salih kişilerinizin oturmuş oldukları yerlere onların hatırasına dikitler dikin ve bunlara onların isimlerini verin”. Halk bu telkine uyup, söyleneni yaptı. Bidayette tapınma yoktu. Ancak ne zaman ki bunlar helak olup gittiler ve haklarındaki bilgi de unutuldu, bu putlara tapınmaya başladılar.” Ravi İbnu Abbas Kaynak Buhari, Tefsir, Nuh 1 Nuh aleyhisselam hakkında Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerde buyurdu ki “Melek-ül mevt Azrail aleyhisselam Nuh’a aleyhisselam geldiğinde dedi ki “Ey Nuh ey peygamberlerin en büyüğü en yaşlısı ey uzun ömürlü ve ey duası kabul olunan! Dünyayı nasıl gördün?” Nuh aleyhisselam dedi ki “Şöyle bir kimse gibi ki, kendisine iki kapısı olan bir ev yapılmış da birinden girmiş diğerinden çıkmıştır.” Hz. Nuh ile birlikte iman edenlerin sayısı İbn Abbas’tan nakledilen Sahih rivayete göre, onlar ka­dınlarıyla birlikte seksen kişi idiler. Ebu Ümâme’nin hadisini ise İbn Hibbân, “Sahili” adlı kitabında ondan şöyle rivayet etmiştir Adamın birisi Rasûlullah sav’e – Ey Allah’ın resulü! Âdem Peygamber miydi?” diye sordu, Rasûlullah – Evet! O, Allah ile konuşan yani Allah’ın kelamına mu­hatap olan bir peygamberdi, diye cevap verdi. Bunun üzerine o adam – Hz. Âdem ile Hz. Nuh arasında ne kadar zaman geçti?” Diye tekrar sordu. Rasûlullah – On nesil, diye cevap verdi.”

hz nuh aleyhisselam ile ilgili iki ayet