iib Erginlik (Reşit Olmak) 60 iic. Kısıtlı (Mahcur) Olmamak 61 HAK KAVRAMI VE HAK SAHİPLİĞİ 255 § 9. HAKKIN ÇEŞİTLERİ 256 I. Kamu Hukuku Hakları 257 Eda Davaları 439 b. Tespit Davaları 440 c. Yenilik Doğuran Davalar (İnşâi Davalar) 441 D. Davaya Karşı Savunma Yolları 442 1. Genel Olarak 442
AK PARTİYLE, İLGİLİ, ŞOK, İDDİA, UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Projealanına iç savaş döneminde yerleşmiş olan mülteci ve fakir halk için herhangi bir yasal hak sahipliği olmamasına rağmen, uzlaşmacı yaklaşımla ve sosyal dengeyi oluşturmak için tespit edilen tazminatlar ödenerek işgal ettikleri alanları boşaltmaları sağlanmıştır. (Demirsoy M.
Publishingplatform for digital magazines, interactive publications and online catalogs. Convert documents to beautiful publications and share them worldwide. Title: Ebim Yayınları KPSS Gk Gy & Eb Konu Anlatımları 2012, Author: MATH Lecture Notes (TR-AZ-ENG) and Hobbies, Length: 753 pages, Published: 2015-04-02
EKLER 1- Nüfus cüzdanının fotokopisi, 2- Başvuru bedelinin yatırıldığına dair belge, 3- Ecrimisil ödendiğine ilişkin onaylı belge (varsa), 4- Kanuni mirasçılarda mirasçı olduklarını gösterir veraset İlamının onaylı örneği, 5- Akdi halellerden kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noterde düzenlenecek hak
kFV5j. Hukuk Bölümü 2012/127 E. , 2012/221 K. DAVACILARIN MURISININ 2981 SAYILI YASA UYARINCA HAK SAHIPLIĞI DIKKATE ALINMADAN, DAVA KONUSU TAŞINMAZIN 2886 SAYILI YASA UYARINCA IHALEYE ÇIKARILARAK BELEDIYE ENCÜMENI KARARIYLA SATIŞININ YAPILMASININ HUKUKA AYKIRI OLDUĞU IDDIASIYLA AÇILAN DAVANIN, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN 2247 Madde 10 “İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir. Davacılar Vekilleri Av. Av. Davalılar 1-Altındağ Belediye Başkanlığı Vekili Av. 2- O L A Y Ankara ili, Altındağ ilçesi, Doğantepe mahallesi, 23838 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz için Baki Depe tarafından gün ve 195127 yevmiye numarası ile 2981 sayılı Yasa uyarınca imar affı başvurusunda bulunulmuş; daha sonra, anılan yer davacıların murisi satılmıştır. 2981 sayılı Yasa uyarınca arsa bedelinin ödenmemesi nedeniyle imar affı başvurusunun sonuçsuz kaldığı gerekçesiyle; uyuşmazlık konusu gecekondunun bulunduğu taşınmazın 160 m2’lik kısmı, davalı idare tarafından, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda belirlenen açık teklif usulü ile ihaleye çıkarılmıştır. Altındağ Belediye Encümeninin tarih ve 1001-2 sayılı kararıyla, ihaleye teklifte bulunan mirasçılarından taşınmazın satılmasına karar verilerek tapuda anılan şahıs adına tescili yapılmıştır. Davacılar vekili, müvekkilleri adına kayıtlı Ankara ili, Altındağ ilçesi, Doğantepe Mahallesi, 23838 Ada, 4 parsel, 2. Cadde 1361/1. Sokak eski 189. sokak No 37 adresinde kain taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına miras payları oranında tescili ile taşınmazı başkalarına devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla, davalı adına kayıtlı 16000/125357 hissesi üzerine dava sonuna kadar ihtiyati tedbir şerhi verilmesi istemiyle günlü dilekçe ile adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalılardan belediye vekili, birinci savunma dilekçesinde, dava konusu her ne kadar tapu iptali ve tescil olarak belirtilmiş olsa da iş bu dava ile asıl ulaşılmak istenen sonucun, davalı adına yapılan satışa ilişkin ihalenin iptali olduğu, söz konusu satış işleminin idari bir işlem olduğu, taşınmazın açık teklif usulüyle ihaleye çıkarıldığı ve tarih ve 1001-2 sayılı Encümen kararı ile davalıya satıldığı; bu kapsamda idari bir işlem ve karardan kaynaklanan ihale sonucu taşınmazın satışına ilişkin işlemin iptali talebinin idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davası ile talep edilmesinin gerektiğini ve davada idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur. ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ gün ve E 2011/244 sayı ile, tarafların iddia ve savunmalarına, mevcut delil durumuna, taşınmazın tapusunun iptali ve tescil talebi ile davanın açılmış olmasına göre davalı tarafın yargı yolu itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir. Davalılardan belediye vekilinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki günlü dilekçesi üzerine, dava dosyasına ilişkin belgelerin bir kısmının onaylı örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2981 sayılı Kanunun 8’inci maddesinde, imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondular için tespit işlemlerinin yapılacağı, bu tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14 üncü maddesinin f fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu belirtilmiş; 10’uncu maddesinin a bendinde ise, ” Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. Ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir. ” hükmüne yer verilmiş olduğu; yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinde anılan Kanun kapsamında yer alan taşınmazlarda bulunan gecekonduların nasıl tespit edileceği, tespit sonrasında ne tür işlemler yapılacağı açıklanmış; hak sahiplerince alınan tapu tahsis belgesinin sonradan tapuya dönüştürüleceği öngörülmüş; Yasa hükmünde ifade edilen, ” tapu vermek” şeklindeki bu yetkinin idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmış olduğu; dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmaz için Baki DEPE tarafından gün ve 195127 yevmiye numarası ile 2981 sayılı Yasa uyarınca imar affı başvurusunda bulunulduğu; daha sonra, anılan yerin davacıların murisi Gülser KAPITAŞl’na satıldığı; ancak, 2981 sayılı Yasa uyarınca arsa bedelinin ödenmemesi nedeniyle imar affı başvurusunun sonuçsuz kaldığı; sonra da, uyuşmazlık konusu gecekondunun bulunduğu taşınmazın160 m2lik kısmının, davalı idare tarafından, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda belirlenen açık teklif usulü ile ihaleye çıkarıldığı; ihaleye teklifte bulunan Gülser KAPITAŞl’nın mirasçılarından Sebahattin KAPITAŞl’na Altındağ Belediye Encümeninin tarih ve 1001-2 sayılı kararıyla taşınmazın satılmasına karar verilerek tapuda anılan şahıs adına tescilinin yapıldığı; davacılar tarafından anılan taşınmazın tapu tahsis belgesinin murisleri adına verildiği ve tüm mirasçıların miras payları oranında 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahibi olduğu iddiasıyla satış işleminin iptal edilerek tapu kaydının iptalinin ve adlarına tescil edilmesinin sağlanması istemiyle davanın açıldığının anlaşıldığı; davacıların murisinin 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahipliği dikkate alınmadan anılan taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca ihaleye çıkarılarak belediye encümeni kararıyla satışının yapılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan bu davada, davacıların taşınmaz üzerindeki iddiaları gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine göre değil; bir kamu kanunu olan 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayanılması karşısında; çözümü, bir idari işlem olan Encümen kararının hukuka uygunluğunun denetlenmesini ve bu denetim sonucunda hukuka aykırılığının tespiti halinde iptalini gerektiren bu davanın İdari Yargı yerinde görülmesinin, Anayasada bu denetim için Adli Yargı’dan ayrı bir yargı düzeni öngörülmüş olmasının zorunlu gereği olduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin 3. fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Altındağ Belediyesine Baki Depe tarafından 08/06/1983 tarihinde 195127 yevmiye numarası ile 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” kapsamında imar affından yararlandırılarak tapu tahsis belgesi için başvuruda bulunulmasına rağmen arsa bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı Belediye meclisi kararıyla 2886 sayılı İhale Kanunu gereğince açık teklif usulüyle ihale yapılarak, ihale sonucu satışın Selahattin Kapıtaşı’na yapıldığı ve bunun sonucu tapu tescilinin adına yapıldığının anlaşıldığı; davacının iddia ve dayanağının ise, tapu tahsis belgesine mirasçılık nedeniyle tüm mirasçıların birlikte hak kazandıkları ve davalı Belediye tarafından 2981 sayılı kanun gereğince işlem yapılarak tapu tescilinin tüm mirasçılara payları oranında yapılması gerektiği ve yapılan ihalenin yasaya aykırılığına, tapu tescil işleminin usulsüzlüğüne ilişkin bulunduğu; davanın kaynağının, Medeni Kanun ve Gayrimenkul hukukundan kaynaklanan mülkiyet hakkının tapuda hatalı tescili olmayıp, aksine 2981 sayılı imar mevzuatı ve 2886 sayılı ihale mevzuatına dayanan ve idarenin tek taraflı kamu gücüne dayanan düzenleyici işlemlerinin sonucu olduğunun anlaşıldığı; Anayasa’nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesinde, İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı; uyuşmazlık konusu işlemin, gecekondu mevzuatı, imar affı ve ihale mevzuatından kaynaklanan idari eylem ve işlemlerden dolayı hukuka aykırılık iddiası ile açılan iptal davası kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/244 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında l-İLK İNCELEMEDosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, anılan davalı yönünden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ Dava, Ankara ili, Altındağ ilçesi, Doğantepe mahallesi, 23838 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın160 m2lik hissesinde 2981/ 3290 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi olduklarını iddia eden davacıların, taşınmazın Altındağ Belediye Encümeninin tarih ve 1001-2 sayılı kararıyla satılması üzerine; 2981 sayılı Yasadan kaynaklanan hakları dikkate alınmadan satışın yapıldığından bahisle; taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına miras payları oranında tescili istemiyle açılmıştır. 2981 sayılı Kanunun 8. maddesinde, imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondular için tespit işlemlerinin yapılacağı, bu tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14. maddesinin f fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu belirtilmiş; 10’uncu maddesinin a bendinde ise, ” Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. Ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir. ” denilmiştir. Bu hükümlerle, 2981 sayılı Yasa kapsamında yer alan taşınmazlarda bulunan gecekonduların nasıl tespit edileceği, tespit sonrasında ne tür işlemler yapılacağı açıklanmış; hak sahiplerince alınan tapu tahsis belgesinin sonradan tapuya dönüştürüleceği öngörülmüş; Yasa hükmünde ifade edilen, ” tapu vermek” şeklindeki bu yetki idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmıştır. Olay bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Davacılar vekili davasını, müvekkillerinin murisinin 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahipliği dikkate alınmadan, dava konusu taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca ihaleye çıkarılarak belediye encümeni kararıyla satışının yapılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açmıştır. Bu duruma göre, davacıların taşınmaz üzerindeki iddialarının gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine göre değil; bir kamu kanunu olan 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği; uyuşmazlığın çözümünün, bir idari işlem olan Encümen kararının hukuka uygunluğunun denetlenmesini ve bu denetim sonucunda hukuka aykırılığının tespiti halinde iptalinin gerektiği gözetildiğinde, bu davanın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının kaldırılması gerekmiştir. S O N U Ç Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gün ve E2011/244 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. ← Önceki VERGI DAIRESINCE VERGI ALACAĞININ TAHSILI AMACIYLA HACZEDILEN MENKUL MALIN SATIŞI IÇIN YAPILAN IHALENIN FESHI ISTEMIYLE AÇILAN DAVA Sonraki → kiralanan dükkanların, kira sözleşmeleri ve şartnamelerinin yenilenmemesine, yeniden ihale ile kiraya verilmesi
Mevzuatımıza göre bir taşınmazın mülkiyetinin kazanılabilmesi için taşınmazın tapuda tescil işlemlerinin yapılması ve devir işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir. Tapuda yapılan tescil işleminin herhangi bir nedenle hukuka aykırı olması halinde ise hak sahipleri tarafından tapu iptal ve tescil davası açılabilecektir. Açılacak tapu iptal ve tescil davası ile hukuka aykırı tescil işlemi iptal edilerek mahkeme kararı ile taşınmazın gerçek hak sahibine devri sağlanabilmektedir. Yazı İçeriği1. Tapu İptal ve Tescil Davası Nedir?2. Taşınmaz Mülkiyetinin Kazanılması3. Yolsuz Tescil Nedir?4. Hangi Hallerde Tapu İptal ve Tescil Davası Açılabilir?5. Tapu İptal ve Tescil Davasında Husumet6. Görevli ve Yetkili Mahkeme7. Tapu İptal ve Tescil Davası Zamanaşımı8. Tapu İptal ve Tescil Davasında Dava Masrafları Tapu iptal ve tescil davaları, eşya hukukunun en önemli ve güncel konularından biri olup, birçok sebep tapu iptaline yol açabilmektedir. Bu sebepler, kanunda sınırlı olarak belirlenmemiş olduğundan hangi nedenlerle tapu kayıtlarının iptal edilebileceği, yargı kararlarıyla şekillenmiştir. İşbu yazımızda da tapu iptal ve tescil davasına ilişkin genel bilgiler verilmekle birlikte özel olarak tapu iptalini gerektiren sebepler de sıralanacaktır. 1. Tapu İptal ve Tescil Davası Nedir? Tapu iptal ve tescil davası, bir taşınmazın tapudaki tescilinin herhangi bir nedenle yolsuz ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile açılan ve yolsuz tescilin iptali ile taşınmazın hukuka uygun şekilde tescilinin talep edildiği dava türüdür. Bu davada tapudaki tescil hükmü mahkeme kararı ile değiştirilmekte ve taşınmazın mülkiyeti de mahkeme kararı ile kazanılmaktadır. Tapu iptal ve tescil davaları taşınmazın aynına ilişkin olduğundan mahkeme kararı kesinleşmedikçe icra edilemeyecektir. Kesinleşmeden icra edilemeyen mahkeme kararları hakkında daha detaylı bilgi için “Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Mahkeme Kararları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz. 2. Taşınmaz Mülkiyetinin Kazanılması Taşınmaz mülkiyeti, kural olarak tapuda gerçekleştirilen tescille kazanılır. Tapuda gerçekleştirilecek tescil için de geçerli bir hukuki sebep ve taşınmaz malikinin tescil talebinin bulunması gerekmektedir. Tescille kazanımda hukuki sebep taşınmazın satışı veya bağışlanması olabilir. Taşınmaz mülkiyetinin kazanımında kural tescille kazanma olsa da, istisna olarak tescilsiz kazanım halleri de vardır. Bu gibi durumlarda taşınmazın mülkiyeti tapuda tescil yapıldığı anda değil, diğer kazanma sebebinin gerçekleştiği anda kazanılacaktır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre taşınmazın tescilsiz kazanma halleri mahkeme kararı, miras, cebri icra, işgal ve kamulaştırma olarak sayılmış olup tapu iptal ve tescil davasında da taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescil ile değil mahkeme kararı ile gerçekleşmektedir. 3. Yolsuz Tescil Nedir? Tapu iptal ve tescil davalarının en temel sebebi tapuda yolsuz bir tescil işlemi yapılmasıdır. TMK madde 1024’e göre bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil, yolsuz bir tescildir. Türk Medeni Kanunu 1024/2. ’Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.’’ İşte bu yolsuz tescil durumu, tapudaki şekli hak sahipliği ile gerçek anlamda hak sahipliğinin uyumsuzluğuna yol açmakta ve bu durumun düzeltilmesi için, tapu iptal ve tescil davası açılmasını zaruri kılmaktadır. Yolsuz tescil, birçok sebepten ortaya çıkabilir. Her ne kadar bu sebepleri sınırlı tutmak mümkün değilse de uygulamada sıklıkla karşılaşılan sebepler aşağıda sıralanacaktır. 4. Hangi Hallerde Tapu İptal ve Tescil Davası Açılabilir? Yukarıda ifade ettiğimiz üzere tapu iptal ve tescil davası sebepleri sınırlı sayıda değildir. Tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi için ortada yolsuz bir tescil hali bulunması veya davacı tarafa taşınmazın mülkiyetinin devrini talep etme hakkını tanıyan hukuki bir sebep bulunması yeterlidir. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan tapu iptal ve tescil davası türleri ise; Muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescil davasıEhliyetsizlik nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasıAile konutuna dayalı tapu iptal ve tescil davasıSahte belgeye dayalı tapu iptal ve tescil davasıVekâlet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı tapu iptal ve tescil davasıÖnalım Hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davası Şeklindedir. Tüm bu konularda detaylı blog yazılarımız internet sitemizde mevcut olup daha detaylı bilgi için bu yazılarımızdan faydalanabilirsiniz. 5. Tapu İptal ve Tescil Davasında Husumet Husumet, bir davanın taraflarının belirlenmesine ilişkin bir müessesedir. Buna göre açılacak bir davanın hukuka uygun olması için davanın aktif husumet ve pasif husumet yönünden hukuka uygun olması gerekir. Bir başka ifade ile her dava gibi tapu iptal ve tescil davası da doğru kişi tarafından doğru kişilere karşı açılmalıdır. Aktif husumet bir davada davacı olma sıfatına sahip olan kişiyi ifade etmektedir. Tapu iptal ve tescil davalarında davacı taraf, hukuken tapunun devrini talep etme hakkı olan kişiyi ve bu davada hukuki menfaati bulunan kişiyi ifade etmektedir. Buna göre tapu iptal ve tescil davalarında davacı, yolsuz tescil nedeniyle hakkı zedelenen kişi veya hukuken taşınmazın devrini talep etme hakkı olan kişi olmalıdır. Pasif husumet ise bir davada davalı tarafı ifade etmektedir. Tapu iptal ve tescil davalarının davalı ise lehine yolsuz tescil yapılan kişi veya taşınmazın devri borcu altına giren kişidir. Bir kişiye karşı tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi için o kişinin tapuda malik olarak bulunması gerekmektedir. 6. Görevli ve Yetkili Mahkeme Tapu iptal ve tescil davalarında görevli mahkeme uyuşmazlığın niteliğine göre değişebilmektedir. Buna göre taşınmazın devri borcu bir tüketici işleminden kaynaklanıyorsa dava tüketici mahkemesinde açılmalıdır. Yine uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ise bu defa ticaret mahkemeleri görevli olacaktır. Bununla birlikte muris muvazaası veya sahte belgeye dayalı olarak yolsuz tescilden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarında görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleridir. Tapu iptal ve tescil davaları taşınmazın aynına ilişkin bir dava türü olup bu davalarda yetkili mahkeme ise 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 12 gereği taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. 7. Tapu İptal ve Tescil Davası Zamanaşımı Yolsuz tescile dayanan tapu iptal ve tescil davaları nitelikleri gereği herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Buna göre yolsuz tescil nedeniyle hakkı zedelenen kişi herhangi bir süreye tabi olmadan bu davayı açabilecektir. Bununla birlikte tapu iptal ve tescil nedeni yolsuz tescile değil de borçlandırıcı bir işleme dayanıyorsa bu durumda sözleşmeden kaynaklı genel zamanaşımı süresi olan on yıllık süre geçerli olacaktır. Örneğin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle bir taşınmazın tapu iptal ve tescili talep edilecekse burada tapunun devir borcunun muaccel olmasından itibaren on yıllık zamanaşımı gündeme gelecektir. 8. Tapu İptal ve Tescil Davasında Dava Masrafları Tapu iptal ve tescil davalarında dava masrafları, yargılama harçları ve diğer masraflardan oluşmaktadır. Tapu iptal ve tescil davaları nispi harca tabi davalardan olup taşınmazın değeri üzerinden harcın tamamlanması gerekmektedir. Bununla birlikte dava masrafları olarak ise posta masrafları, bilirkişi ücreti, keşif masrafı gibi masraf kalemlerinin davacı tarafından karşılanması gerekmektedir. Yargılama masrafları her yıl belirlenen tarife ve oranlara göre değişmekte olup davanın açılacağı yıla göre bu masrafların miktarı da değişecektir.
Hazine arazisi üzerindeki hak sahibi olan kimselere ne gibi haklar tanınıyor? Hazine arazisinde hak sahibi kimdir? Hazine arazisinde hak sahibi nasıl belirlenir? İşte hazine arazisi hak sahipliği...Hazine arazisi hak sahipliği!6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının B bendine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri ifade ediyor. 2/B Kanunu, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında arazisi üzerinde hak sahibi olan kimselere bazı haklar tanınıyor. Peki, hazine arazisinde hak sahibi kimdir? Hazine arazisinde hak sahibi nasıl belirlenir?Hazine arazisi hak sahibi..2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler hak sahibi sayılacak; bu hak sahipleri Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde idareye alanlarında bulunan taşınmaz hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de hak sahibi sayılacak; bu hak sahipleri de güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını sahiplerine satış işlemleri idarece, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde yetmişi olarak sahibi bulunmayan taşınmazlar ile hak sahibi olunmasına rağmen süresi içerisinde başvuruda bulunulmayan yada başvuruya rağmen yükümlülükleri yerine getirilmeyen taşınmazların durumu ne olacak?Hak sahibi bulunmayan taşınmazlar ile bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere hak sahipleri veya ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da gerekli şartları sağlayamaması sebebiyle doğrudan satılamamaları veya iade edilmemeleri sebepleriyle haklarında işlem yapılamayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığınca genel hükümlere göre değerlendirilir. Bu yerlerden kamu hizmetlerinde kullanılanlar, kamu idarelerinin ihtiyaçları için gerekli olanlar ve özel kanunları gereğince ilgili idarelere tahsisi gerekenler Maliye Bakanlığınca tahsis arazisi tapu işlemleri!
Piyasa Altın Dolar Enflasyon
Hazine arazisi hak sahipliği!6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının B bendine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri ifade ediyor. 2/B Kanunu, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında arazisi üzerinde hak sahibi olan kimselere bazı haklar tanınıyor. Peki, hazine arazisinde hak sahibi kimdir? Hazine arazisinde hak sahibi nasıl belirlenir?Hazine arazisi hak sahibi..2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz...
2b hak sahipliği tespit davası