Duyusal farkındalıklar vardır. Bunlar, sahip olduğunuz o insani beş duyu yoluyla gelir, ve bunlar koku ve dokunma, kulaklarınızdan giren müziği duymak, esintiyi hissetmek gibi şeylerdir, hatta bir dereceye kadar kalp atışının duyusal algısı, sıcaklık, elbette, hareket eden bedeniniz. Bunların hepsi duyusal farkındalıklardır. İzmirPeyzaj – Bermuda Rulo Çim – 4 Mevsim Rulo Çim -Otomatik Sulama Sistemleri. İzmir Peyzaj Sektör içerisinde yılların verdiği deneyim ile son dönemlerde gelişme gösteren uygulamalar tarafımızdan takip edilmektedir. Aynı zamanda her şey sizlerin isteği doğrultusunda yerine getirilecektir. Kalite ve estetik anlayışına Bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, istediğimiz şeye sanki sahip gibi davranmalıyız, yapana kadar yapıyormuş gibi davranmak. Mutsuz biri isen, bu mutsuzluğun içinde, ben mutluyum, ben mutluyum diye tekrarlamalısın, ta ki gerçekten mutlu olana kadar. 68) Kendinize hatırlatın: Her şeyin düzeleceğini ve daha iyi olacağını kendinize sık sık hatırlatın. Bu, çoğu zaman işe yarar. 69) Akışına bırakın: Fırsatların önünüzden bir bir akmasına izin verin, arkanıza yaslanın, gevşeyin. Bırakın, evren sizi yakalasın. 70) Sıkıntıları kucaklayın: Güçsüzlük Üstelik tahmin ettiğinizden çok daha hızlı olacak gibi gözüküyor. Pek çok otomotiv uzmanı kritik eşiğin aşıldığını ve elektrikli araç satışlarının çok kısa bir sürede izuJD. bununla ilgili herhangi bir belirti olmamasiistenilen, dogru dusunulen cinsiyeti bulamama bu isin sorumlulularinin fazla olmasi, hayati ipotek altina alma gibi nedenler sanirsam kiside bu hissi his bende de var ki bencilce olacak ama bunu yalniz benim dusundugumu saniyordum. ömrüm boyunca düşünmek istediğim şey. şu zamanlardaki hislerime tercüman olan durum. arkadaşlarımın bir kısmı evlenip çocuk sahibi olurken, diğer kısmı pokemon yakalamakla meşgul. bu yıl itibarıyla içine girdiğimi düşündüğüm dönem. artık bu hislerin içinden ne zaman çıkarım namalum. düğün sezonu olmasından kaynaklı olabilir. kışın geçmesi muhtemeldir. hissetmekten ziyade hiç evlenmeyi düşünmeyecekmiş gibi düşünmek diye bir durum söz konusu. şahsımdır. yani evlenmek istememek değilde, buna ikna edebilecek biri ile karşılaşamama durumu yaşamaktır. kendim tam olmadan başkasını hayatına katamamaktır. yeterli birikime sahip olamamaktır. mutlu olmak için tabi ki evlencen diye bir kaide yok ama insan sanırım çok sonraları yaşlandığında keşke diye bir pişmanlık yaşamamak için bir denemeli diye düşünüyorum. evlenmeden önce bir kız eli tutmak, bir kızın tenine değmek gerekir. bakalım ilk önce onu yapabilecek miyiz.. aha da ben. sanki hayatım boyunca tek yaşayıp öyle de ölecekmiş gibi hissediyorum. sanki kimse beni evlenecek kadar sevmeyecek sevse de sonuna kadar dayanamayacak gibi geliyor veya tam tersi. çok garip bir his ama uzun süredir içimde bir yerlerde var. neyse en azından yanlız değilim buda bişey dimi... ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Siz de yaşınız ilerledikçe yılların sular seller gibi akıp geçtiğini hissedenlerden misiniz? Bunun bir sebebi var. Kaynak 1 2 3 4 1. Yapılacaklar listeniz o kadar çok birikiyor ki aklınızı sürekli meşgul ediyor ve ister istemez zaman yetmezliğinden ertelemek zorunda kalıyorsunuz. Bu ay bütün sorumluluklarınızı bitireceğinizi düşünürken diğer ay gelip çatıyor, zaman yine uçup gitmiş gibi hissediyorsunuz. 2. Geçtiğiniz pazar gününün, hatta ondan önceki pazarın da ne çabuk geçtiğini düşünüyorsunuz. Gelecek pazar gününün de hızla geleceğini biliyorsunuz. 3. Çocukken akrabaların ne kadar büyüdüğünüzü söylemelerini garipserken şimdi siz aynısını çocuklar için söylüyorsunuz. Akrabanızın bebeği sanki birkaç ay içinde bambaşka bir çocuk oluvermiştir, oysa aradan sandığınızdan daha fazla vakit geçmiştir. 4. İçinde bulunduğunuz yaşa henüz tam anlamıyla alışamamışken kendinizi yeni yaşınıza girerken buluyorsunuz. “Demek 25 oldum.” derken bir bakmışsınız ki 26. yaşınızı doldurmak üzeresinizdir. 5. Bir yıl önce ölen ünlü birinin ölüm yıldönümü geldiğinde “O kadar olmuş mu yaa!” diye tepkiler veriyorsunuz. Birkaç ay olmuş gibi geliyordur ancak aradan koca bir sene geçmiştir. 6. Peki, bütün bunların nedenleri nelerdir? Zaman geçsin, gün bitsin ama hayat bitmesin diye düşünüyorsunuz. Çünkü bir şeyleri unutmak ya da bir şeylere ulaşmak amacındasınız. Böyle bir hayata devam ettiğiniz sürece yıllar sonra zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacak olmanız çok doğal. 7. Çocukluk yıllarının dolu dolu hatırlanmasının nedeni, o yıllarda her yaşadığınız olayın bir ilk deneyim olmasındandır. Beyniniz ilk kez karşılaştığı olayları daha akılda kalacak şekilde kaydeder. Yetişkinlik döneminizde deneyimleriniz azaldıkça benzer olayları hatırlanmaya değer bulmuyorsunuz. Şöyle geriye dönüp baktığınızda çocukluk yıllarındaki anılar ağır basıyor, yetişkinlik dönemindekiler detaylı ve baskın bir şekilde hatırlanmadığı için zaman hızla geçiyormuş gibi hissediyorsunuz. 8. Bunun çözümü ise rutinliği elden geldiğince azaltmak ve sürekli yeni deneyimler yaşamak olacaktır. Bu rutinliğe sebep olan şey aslında toplumsal sistemdir. Aklınız fazlasıyla doludur; bir yandan işiniz ya da okulunuz, aile hayatınız, gündemdeki olaylar, hobileriniz derken her şey bir döngüye girer ve sıra dışı şeyler yapmaya fırsat bulamaz olursunuz. 9. Yetişkinlik döneminde aslında zamanın bir an önce geçmesini de istersiniz. Finaller bitse de rahatlasam, şu okuldan mezun olsam da kurtulsam, askerlik bitse de artık bir işe başlasam, bir an önce terfi etsem derken tam da istediğiniz gibi zaman hızla geçiyordur. Bir yandan zamanın geçmesini isterken bir yandan da yılların geçmemesini istersiniz. İşte önemli olan da bu noktada. Amaçlarınız için zamanın geçmesini istiyorsunuz ancak ölüme yaklaşmamak için de zaman geçmesin istiyorsunuz. 10. Rutin yaşayan insan ile dolu dolu yaşayan insan arasındaki zaman farkı nedir? Rutin yaşayan insan gün içinde çok fazla sıkılır ve günün bitmediğinden şikayet eder. Dolu dolu yaşayan kişi ise o günkü yaşadıklarından keyif aldığı için gün onun için çok hızlı geçer. Fakat bu iki tip insanın son bir yılını ele aldığımızda işler tersine dönüyor ve durumun net sebebi ortaya çıkıyor. Rutin yaşayan kişi son bir yılına baktığında kayda değer bir şey yapmadığı için zaman çok hızlı geçmiş gibi gelirken, dolu dolu yaşayan kişi için o yıl daha uzun sürmüş gibi gelir. 11. Bu algılama’ sadece zaman için değil, fiziksel büyüklükler için de yaş ile beraber değişmektedir. Mesela; küçükken ilkokulunuzun bahçesi çok büyük gelirken, uzun yıllar sonra orayı gördüğünüzde sanki daha küçük gibi gelir. Bunun sebebi gayet nettir; şimdiki fiziksel büyüklüğünüzle oransal değişme o bahçeyi daha büyükmüş gibi algılamanıza neden olur. Çocukken zamanın daha yavaş, şimdi daha hızlı geçtiğini düşünme nedenlerinizden biri de budur. 7 yaşındayken yaşanan 1 yıl, hayatınızın 7’de 1’idir; 25 yaşındayken ise 25’te 1’idir. 1 yıl’ı algılama şeklimiz bu yüzden de değişiklik gösterir. 12. Bu hissi yaşamak istemiyorsanız yapmanız gereken daha minimalist yaşamaya çalışmak olacaktır. Gereksiz fazlalıkları atıp yerine değerli şeyleri koyduğunuzda ânı yaşamanın güzelliğini fark edeceksiniz. Eğer hafta sonu tatilinizin yavaş geçmesini istiyorsanız gününüzü evde televizyon karşısında geçirmeyin. Yeni şeyler deneyin. Pazar gecesi dönüp baktığınızda o iki günün eskisine göre uzun geldiğini göreceksiniz. Günümüzde haberler, espriler, olaylar, insanlar fast food gibi hızla tüketiliyor. Böyle olunca da haliyle biraz hazımsızlık yapıyor. Bir sözle noktalamak gerekirse; “Hayatının bir dakikasını boşa harcamaya cüret edebilen biri, hayatın değerini anlamamıştır.” / Charles Robert Darwin 1 Yaklaşık 2-3 senedir her daim kafamda olan bir problem. Sorunumu çözemedim. Sorunu detaylıca açıklamak gerekirse şu 11. sınıfım ve üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Herhangi bir sınav öncesi o ders ile ilgili ne kadar konu çalışsam da ne kadar soru çözsem de o konuyla ilgili eksiğim olmadığını düşünüyorum ama aynı zamanda sanki hiçbir şey bilmiyor gibi hissediyorum. Denemelerde soruyu çözerken bildiğimi unutuyorum stress yapıyorum ama bu stressi yenemiyorum. Çözüm öneriniz var ise seve seve okurum. Teşekkür ediyorum. çalışıyorum ve verimli de çalışıyorum bence ama sanki hep bilmediğim bir şeyler kalmış gibi hissediyorum . mesela atıyorum biyoloji çalışıyorsam bütün youtube kanallarını izlemek istiyorum " ya bilmediğim bir şey anlatılıyorsa ve kaçırıyorsam " diye .ya da işte çalıştığım konudan yanlışım çıkmıyorsa " bu kaynakta çıkmadı ama başka kaynakta çıkar belki " diye düşünüyorum . yani hiçbir zaman tamamen konuyu biliyorum diyemiyorum . hep eksik bir şeyler kalıyor sanki . bunu nasıl aşabilirim , aynı durumu yaşayan var mı ? çıkmış soruları ve motivasyonun artar Hocam bir konuyu bilmek zaten piyasadaki bütün kaynakları bütün soruları yanlışsız çözmek zaten eksik yerleri anlıyorsun ki zaten sende bilirsin az çok hangi konularda eksik üzerine git eğer için rahat etmezse tekrar bakarsın çok fazla zaman kaybetmeden. Aynı durum hocam. Kelime kelimesine. Geceleri uykudan uyanıyorum bu yüzden. haklı olabilirsiniz bunu deneyeceğim haklısınız zaten eksiğim çıkınca hemen soru çözüyorum ama yanlışımın çıkmadığı konularda da içim rahat değil . bir türlü bildiğime ikna olamıyorum . kendime güvenemiyorum sanırım . maalesef ben de öyleyim , aşabiliriz inşallah Olur hocam öyle sınava doğru hele sanki her şeyi unutmuş gibi olur. Deneme çözüp yanlışlarına dönersen bu sorun ortadan denemeyi kontrol edip kenara atiyordum hatayı yapma. Sayfaya Git Sayfa

her şeyi hızlı yapıyormuş gibi hissetmek