EtkinlikHakkında. Hayal Atölyesi Tiyatrosu tarafından hazırlanan “Bu da Geçer Yahu” adlı tiyatro oyunu, Samsun’da sahnelenecek. Oyun, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Büyük Salon’da 18 Nisan 2022 Pazartesi günü saat 21.00’da Samsunlu tiyatroseverler için sahnelenecek.
Buda Geçer Ya Hu Kısa Özet. Gam çekme, endişe etme Allah var. Sarmışsa etrafını dertten duvarlar; bil ki bu da geçer Ya Hu! Dertlerin kalbinde en onulmaz yaralar açmışsa; unutma ki bu da geçer Ya Hu! İçinden çıkılmaz sokaklarda mahrum kalıp gözyaşı döküyorsan eğer; hatırla ki bu da geçer Ya Hu!
“Bu da geçer ya Hu” Osmanlıca yazılmış levha. Üstü başı hırpani, yüzü gözü aydınlık, az konuşan, çok düşünen bir hal ile görünmüş insanlara. Süleymaniye’de, cennet mekan Hürrem Sultan’ın hayratı aşevinde karnını doyururken, etrafındakiler hararetle padişah hazretlerinin istediği sözün hala
GençYazar Uğur Saatçi Gene Trabzon'da: Bu Da Geçer Ya Hu: Erzurum'da Ayakta Alkışlanan Oyun: Çıkmaz Sokak Çocukları: Şarap mahzeninde 'taşlar yerinden oynuyor' (Domino) Antalya'da Her Şeyi İle Yüzde Yüz Türk Operası: Lale Çılgınlığı: Bir Kadın.. Bir Yaşam ya da Ayşe Kökçü
Evini geri almak için çabalarken der ki: Anneannem anlatmıştı, İstanbul işgal altındayken herkes birbirine “Bu da geçer ya hu!” dermiş. Sözler evlerin dükkanların duvarlarına asılırmış. Gidişim sadece dönmek içindir. “Bu da geçer yahu!” der ve elbet bir gün evine geri kavuşacağına dair inancını anlatır
sELoI. Yusuf BAŞTUĞ/ADANA, DHA - ADANA Devlet Tiyatrosu ADT, yeni sezonu Uğur Saatçi'nin yazıp Barış Erdenk'in yönettiği 'Bu da geçer ya hu' adlı oyunla Ömer Sabancı Sahnesi'nde 4 Ekim'de prömiyeri yapılacak 'Bu da geçer ya hu' oyunuyla ilgili konuşan ADT Müdürü Efe Ünsal, "Oyunumuz işgal acısı çeken İstanbul'un her koşulda mücadele eden insanlarını anlatıyor. Oyunun dekoru Emre Satı, kostümü Funda Karasaç, ışığı Özer Kuşkaya, müziği Emin Serdar Kurutçu ve dansları da Sibel Erdenk'e ait. Oyunda benimle birlikte Doruk Nalbantoğlu, Mazlum Taşkıran, Fırat Demirağ ve Yeliz Tekman gibi isimler rol alıyor" sezon 3'ü yetişkin, 1'i çocuk oyunu olmak üzere toplam 4 yeni oyunla seyirci karşısına çıkacaklarını aktaran ADT Müdürü Efe Ünsal, geçen yıl sahneledikleri 'Muammer Muammer', 'Küheylan' ve 'Don Kişot' oyunlarının da yine tiyatroseverlerle buluşacağını aktardı. Geçen yıl 368 kişilik salonda oyunları yüzde 100 doluluk oranıyla sahnelediklerini aktaran Ünsal, "Ayrıca Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali'ni 21 bin 831 seyirci takip etti" diye HAZIRLIĞI SÜRÜYORSabancı Vakfı ile Devlet Tiyatroları işbirliğiyle bu sezon 19'uncusu düzenlenecek 'Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali' ile ilgili hazırlıkların da sürdüğünü aktaran Efe Ünsal, şunları kaydetti"Hem sezon oyunlarımız hem de festival oyunlarına seyircilerimiz büyük ilgi gösteriyor. Bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Yine her sahnelediğimiz oyunu yüzde 100 doluluk oranıyla tamamlayacağımıza inanıyorum. Yeni sezonda seyircilerimizle buluşmayı hasretle bekliyoruz. Merhum işadamı Sakıp Sabancı'nın emaneti olarak gelenekselleşen tiyatro festivalimiz yine 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde tiyatroseverlerle buluşacak. Hazırlıklarımız aralıksız sürüyor. Çok sayıda yerli ve yabancı tiyatro topluluğunu ağırlayacağız. Festival yine tiyatroseverlere unutulmaz anlar yaşatacak. Çok heyecanlıyız."FOTOĞRAFLI
Yeniliklerden haberdar olmak için email adresinizi yazın ve bize gönderin. Adın, soyadın Email adresin Görevin
1110 Son Güncelleme 1110 TAKİP ET Döşemealtı Belediyesi Halk Tiyatrosu DHT, 2018-19 sezonunu “Bu da Geçer Ya Hu” isimli oyunun galasıyla açtı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında seyirciyle buluşan Döşemealtı Belediyesi Halk Tiyatrosunun performansı izleyenler tarafından ayakta alkışlandı. Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunun 95’nci yılının kutlandığı 29 Ekim’de yeni sezon perdelerini açan DHT, Kurtuluş Savaşı’nın hemen öncesinde İstanbul’un işgali sırasında halkın işgalcilere karşı direnişini konu alan “Bu da Geçer Ya Hu” isimli oyunla açtı. İstanbulluların işgal kuvvetlerine karşı direnişleri esprili bir dille sanatseverlerin beğenisine sunan iki perdelik oyunun yönetmenliğini Murat Demirbaş yaptı. Gala öncesi Yeşilbayır Mahallesinde bulunan Yeşilpark Kültür Merkezi tiyatro severlerin akınına uğradı. İlçenin yanı sıra Antalya ve diğer ilçelerden de çok sayıda vatandaş oyunu izlemek için Döşemealtı’na geldi. Oyun öncesi günün anlam ve önemi nedeniyle tüm konuklara Türk bayrağı dağıtıldı. Oyunun sonunda sanatseverler DHT oyuncularını dakikalarca ayakta alkışladı. Kimi zaman güldüren, kimi zaman da duygusal anların yaşandığı oyun büyük beğeni topladı. Genel Sanat Yönetmeni Müfit Kayacan, “Bizleri bu özel günde yalnız bırakmayan siz değerli sanatseverlere çok teşekkür ederiz. Belediye Başkanımız Turgay Genç başta olmak üzere emeği geçen tüm belediye çalışanlarına sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz
Yalnızca bilenlerin bildiği değişmez bir yaşam kılavuzu evlerde çalışma masasının karşı duvarında bir çerçevede hep o asılıydı“Bu da geçer ya Hu.”Arapça bir dua sananlar da oluyordu, alaturka bir ukalalık diye düşünenler başa bir bela, bir musibet geldiğinde sabır ve dayanma gücü öğütleyen daha ziyade tasavvuf ehlinin kullandığı her şeyin fani olduğuna dair kadim bir okullarında okuyup Fransalarda ihtisas yapmış bir akademisyenin Latince veya bir Fransız filozofunun öğüdü yerine tasavvufun bir “amentüsünü” duvarına asması özenti diye görülebilir. Ama zinhar an gülmeye hazır çehresi, muzip ve cin bakışları ile kalender meşrep kişiliğinin sırrı belki de her şeyin geçici olduğuna muhabbetimizin 50. yılını kutlayacağız diye gençliğin deli doluluğu ile “halkın kurtuluşu” için “devrim” provalarının yapıldığı Mülkiye ve ODTÜ’nün “kurtarılmış vatan toprağı” ilan edildiği yılların sonu bir grup arkadaşla Mevlana törenleri için Konya’ya sapsarı saçları, mavi cin gibi bakan gözleri ve arkadaşı ile İskandinav turistini önümüzde oturuyorlardı. Şoföre vermesi için parayı “Pliz” diye uzatınca, “Estağfurullah sakıncası yoksa biz de Türküz elhamdülillah!” dedi daha bilgili olduğumuzu varsayıp sema ayini, semazen, tasavvuf üzeine soru üstüne sorular soruyordu. Törenler bitti. Semazen ve ihtifal heyetinin kaldığı Şahin Otel’e gittik. O da takıldı. Saz ve sema heyeti lobide sohbet muhabbet kaynatıyordu. Biz de katıldık. Neyzen, kudümzen gazeteci Nezih Uzel ile 1938-2012 ailece tanışıyorduk. Nezih Bey Galatasaray Liseli idi. Çabuk anlaştılar. İstanbul’a dönünce de birlikte Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi’ndeki Özbek pilavı günerine, sohbet-muhabbet toplantılarına ve ayinlere gitmeye felsefesi ve musikisi apayrı bir dünya. Çok ilgisini çekmişti. Daha sonra “Bu da geçer ya-Hu”, rahmetli eşi Canan ile birlikte kansere karşı yürüttükleri mücadele de bir hayat kılavuzu oldu.***“Masrafı ve meşakkati ağırlaştı!” diye Bodrum’daki ev satılmıştı. “Bizim yaşlarımızda hastalıkların nereden nasıl vuracağı belli olmuyor. Nakit can simidi demek. Şart. Sigortaya da güven olmaz” diye tekrar edip duruyordu.***Yalnızlıktan sıkılıyordu. “Ev geniş, gel fultaym misafirim ol” davetiyle yanına taşındım. Akşamları sahilde yürüyüşe çıkıyorduk. Suadiye-Caddebostan sahilinde bir saate yakın yürüdük. Döndük.“Ayaklarımda karıncalanma ve gariplik var” diyordu. Gece 12’ye doğru hastanedeydik. Yatışı yapıldı. 26 Eylül 2021 pazar akşamı.***Erteki gün heyetler, testler, serumlar, iğneler..Giderek tablo ağırlaştı. El ayakta uyuşma, halsizlik ayakta duramama ve hatta Polinevrit..Kulaklarımız Covid’e alışkın. Ama onun türevi değil. Bağışıklık sisteminin bozulmasıyla sinir hücrelerini etkileyen ve vücudun kendi doku ve organlarına saldırmasıyla ortaya çıkan bir hastalık imiş.***Can okulu bırakıp Amerika’dan dönüyor. Aydın’ın morali tedavi uzadıkça hastanenin faturası şişiyor. Bir başka özel hasteneye da “ucuz” değil. Tek çare Darülaceze’ye ait huzurevi..Özel bir hemşire tutuluyor. Can da zaten sürekli yanında çevresinde..Fizik tedavi sonuç kuşağının seçkin devlet adamlarından babası Necdet Uğur 1923-2004 gibi nadir bir hastalığı da nadir olacak. Akut efeksiyöz polinevrit de “nadir hastalıklar” dan sayılıyor. 1 milyonda 30 kişi. geçen hafta yoğun bakıma nakledildi. Ziyaret millet-rica minnet çift maske takıp iki dakika için izin alabildim. Uyku halindeydi. Örtünün üstünden elini tuttum. “Aydın’cığım, unutma sakın, bu da geçer!” Başucumuzdaki doktor kabalık yaptığımı düşünmesin diye “Ya-Hu” yu eğilip kulağına yavaşça araladı iki kez kırptı..Sonra kapattı...
Dolar küresel anlamda yükselişini sürdürürken, TL'nin kırılgan yapısı dolar karşısındaki değer kaybını hızlandırdı. Dolar/TL, faiz ile döviz politikası başta olmak üzere ekonomi tercihlerine yönelik endişeler, yüksek enflasyon ve küresel resesyon korkusuyla 18 seviyesini de geride bıraktı. Daha önceleri de doların 30 TL'yi geride bırakacağına yönelik paylaşımlarıyla gündeme gelen ekonomist Selçuk Geçer bu kez de ağustos ayı ve yıl sonu için korkutan tahminlerde bulundu. "KIŞ DAHA SERT GEÇECEK" Dolar için Ağustos sonu beklentisini açıklayan Geçer, "Ağustos sonu eylül başı itibari ile benim öngörüm 20 liranın üstünde bir dolar kuru tutabilirler” ifadelerini kullandı. İktidarın uyguladığı para politikalarını eleştiren Geçer, kış aylarının daha sert geçeceğini belirterek şu ifadelere yer verdi "Kur hareketleri açısından bakıldığında da sertleşme başlar. Ben sadece enflasyonun etkisinin kura uygulanmasıyla, dolar kurunun 30 liranın kıyısına gelebileceğini düşünüyorum." "BİR ANDA DOLAR KURUNU 60-70 LİRA OLARAK GÖREBİLİRİZ" Geçer sürekli olarak yukarı yönlü hareketin gözlemlendiği Dolar/TL paritesi için uygulanan para politikları değişmezse dolarda 60-70 liranın görülmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Eğer bu politikalarında ısrar ederlerse, kırılmanın yaşanacağını belirten Geçer, "Bu durum bizi 5 Nisan 1994’e götürür, dört beş katına kadar artışlar görürüz. Bir anda 17 olarak gördüğümüz dolar kurunu 60-70 lira olarak görürüz. Umarım öyle bir şey olmaz ancak bu işin sadece para politikaları ile yönetilmeyeceğini hala anlamış değiller. Sadece algı ve sözle yönetilemezsin" ifadelerine yer verdi.
bu da geçer ya hu tiyatro